Lokanta ,Restoran,Restaurant

Yazar tarih Eki 11th, 2008

Lokanta, ücret karşılığı yiyecek ve içecek servis edilen, halka açık işletme veya para kazanmak için halka yemek satılan yer olarak tanımlanır. Lokanta, bir otelin bünyesinde olabileceği gibi, bağımsız bir yiyecek ve içecek işletmesi şeklinde de olabilir. İşletmeni bir otel bünyesinde bulunması, onun fonksiyon ve özelliklerini değiştirmez fakat işletme şekli yönünden bazı farklılıkları gösterebilir. devamı »

LIPITLER

Yazar tarih Eki 10th, 2008

Hayvan ve bitki dokularnın eter, benz,n kloroform gibi bir yağ çözücülerinde eriyen bölümlerie ham lipit denir içerisinde değişik kimyasal yapıda organik öğeler vardır.
Bu öğelerin en önemlileri lipitler metebolizmada parçalanarak yeni ürünlere dönüstürüldükleri için önemli besin ve enerji kaynağıdır.
1.Yağlar
2.Fosfolipitler
3.Glikolipitler
4.Sterolipitler
5. Mumlar devamı »

LEKE CIKARMA YÖNTEMLERİ

Yazar tarih Eki 10th, 2008

 

Başımızın belası lekeler.Hiç ummadık bir anda hiç olmaması gereken anda çıkarlar karşımıza.Bunlarla baş etmek için neler yapmalıyız,neler kullanmalıyız bunları ele aldım.Lekelerin cinslerine göre çıkarma şekilleri vardır; emici, eritici ve renk açıcı “leke çıkarıcılar” kullanılarak lekeler temizlenir. devamı »

KÜÇÜK İSLETMELERDE PERSONEL TEMINI VE KARSILASAN SORUNLAR

Yazar tarih Eki 10th, 2008

Bir ülkenin küresel ekonomide ne kadar basarılı olacagını o ülkenin kamu ve özel sektördeki organizasyonlarının etkinligi belirler. Organizasyonların kaynaklarının kullanımı açısından insan kaynaklarının özel bir yeri vardır.
Insan kaynakları organizasyon içerisinde diger kaynakların kullanımı ile ilgili karar verebilmekte ve bu kararları yürütebilmektedir. Küresellesme, teknolojik gelisim, artan rekabet ve is gücü piyasasındaki degisim insan
kaynakları yönetiminin organizasyon içerisindeki rolünü de etkilemistir.Günümüzde Sirketlerde personel temini sorumlulugu olan yöneticilere göreve uygun kisilerin temini konusunda yardımcı olabilmek için literatürde
yol gösterici çok sayıda çalısma yapılmıstır. Ancak bu çalısmaların büyük bir bölümü büyük ölçekli organizasyonlara yöneliktir. Özellikle küçük ölçekli sirketler için literatürde fazla sayıda çalısma bulunmamaktadır.
Arastırmanın Amacı
Bu çalısmada bilinen personel temini yöntemlerinin Küçük Isletmelerde ne ölçüde kullanıldıgı, personel temininde Küçük Isletmelerin karsılastıgı sorunlar, ve bu sorunları asmak için kullandıkları yöntemler incelenmektedir.
Personel Temin Süreci
Personel temini konusunda baslıca insan kaynakları yönetimi kitapları genellikle dört asamadan olusan sistemli bir süreç önermektedir: münhalin mutlaka doldurulması gerekip gerekmediginin tespiti, is analizi, is tanımının
yapılması ve isi yapacak kisinin özelliklerinin belirlenmesi. Torrington (1991) Küçük Isletmelerde yöneticinin sadece ?görevin önemli yönleri ve göreve gelecek kisiden beklentilerini? incelemesinin yeterli olacagını ve detaylı bir is analizi / is tanımının yapılması / isi yapacak kisinin özelliklerinin belirlenmesi sürecinin gerekli olmadıgını söylemektedir. Daha sonra münhalin sirket içerisinden doldurulup doldurulamayacagı belirlenir. Eger dısardan birisinin alınması gerekliyse, uygun adayların basvurmasını saglamak için yapılması gerekenler, basvuru yöntemleri, ve seçim yöntemleri belirlenir.
Literatürde genellikle gazete reklamları, is ve isçi bulma kurumları gibi resmi personel temini yöntemleri ile mevcut personelin tavsiyesi gibi kisisel personel temini yöntemleri arasında bir ayrım yapmaktadır. Tanıdıklar vasıtasıyla personel temininin bazı avantajları oldugu gözlemlenmektedir. Harcanan zamanın ve maliyetinin düsük olmasının yanında bu yöntemle bulunan personel genellikle isyeri hakkında bilgi sahibidir ve gerçekçi beklentileri vardır (Watson, 1989). Bunun yanında mevcut çalısanlar yeni is arkadaslarına isyerini tanıtmak ve uyumunu kolaylastırmak konusunda daha isteklidirler. Tanıdıklar vasıtasıyla personel bulmanın personel degisim oranını düsürecegine inanan yazarlar bulunmaktadır. Bonn ve Forbringer (1992) ABD’nde konaklama sektöründe yüksek is gücü devri
oranlarını düsürebilmek için bazı büyük sirketlerin mevcut çalısanlarına basarılı olacak yeni personel adayları getirmeleri durumunda çesitli ödüller verdigini aktarmaktadır. Ancak tanıdıklar vasıtasıyla personel bulma gibi
kisisel yöntemlerin bazı dezavantajları vardır. Bunlardan bir tanesi çok uygun olabilecek bazı adaylara hiç ulasmamak digeri de toplumdaki farklı gruplara fırsat tanımamaktır. Atkinson ve Storey (1994) çalısanlar açısından çalısma hayatı kalitesinin küçük isletmelerde büyük isletmelere göre daha kötü oldugunu sonucuna varmıstır. Ritchie (1993) küçük isletmelerinin personel adayları tarafından genellikle tercih edilmeyen yerler oldugunu belirtmektedir. Dolayısıyla küçük isletmeler büyük isletmelere göre kaliteli personeli temin etmekte daha fazla zorlanmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde isletme yöneticilerinin bir çogu yetismis elemanların genellikle devlet memuru olmak için sirketten ayrıldıklarını belirtmektedirler. Türkiye’de küçük ve orta ölçekli sanayi isletmelerini üniversite ve yüksekokul mezunu nitelikli eleman istihdamına yönlendirmek ve bu faaliyetlerinin desteklenmesi ile verimliliklerini arttırarak ulusal ve uluslararası ticarette güçlenerek rekabet edebilmelerinin saglanması amacı ile nitelikli personelin maasının önemli
bir bölümünü geçici bir süre için devletin karsıladıgı bir istihdam destegi yönetmeligi hazırlanmıstır (Tekmer,2001).
Genel olarak küçük isletmelerde kisisel yöntemlerle personel temininin yaygın oldugu kabul edilir. Ancak Scott (1989) küçük isletmelerin personel temini yöntemlerinin sektörlere göre farklılık gösterdigini ortaya koymustur.
Buna göre hizmet ve geleneksel imalat sektörlerinde kisisel yöntemler tercih edilirken, yüksek teknoloji sektöründe resmi yöntemlerin kullanımı çok daha yaygın oldugu ortaya çıkmaktadır. Atkinson ve Meager (1994)
personel temini yöntemlerinin ise alınacak personelin niteligine göre de degistigini belirtmektedir; yönetici ve düz isçi alırken kisisel yöntemler kullanan küçük isletmeler teknik personel alırken daha fazla resmi yöntemleri tercih etmektedirler. isletme büyüklügü ve resmi yöntemlerin kullanımı arasında bir pozitif bir iliski oldugunu tespit etmistir. Isletme büyüdükçe personel temini ihtiyacı arttıgından resmi yöntemlerin kullanımı artmaktadır. Ancak Atkinson ve Meager arastırmasında, mümkün olması halinde isletmelerin kisisel yöntemleri resmi yöntemlere tercih ettigini
görmüstür.
Arastırmanın Kapsamı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ekonomi Bakanlıgı ve Sosyal Sigortalar Dairesi’nden alınan listelere göre arastırmanın yapıldıgı tarihte KKTC’nde faaliyet gösteren 100′den fazla personel istihdam eden
isletmelerin tümüne anket formları gönderilmistir. Ana kütleyi olusturan 80 isletmenin 68 tanesinden geçerli anket formları toplanabilmistir.
Arastırmanın Yöntemi
Arastırmada Cranet Uluslararası Stratejik Insan Kaynakları Arastırması anket formundan yararlanılmıstır.
Arastırmanın Bulguları
Yönetici seçerken KKTC isletmelerinin önemli bir bölümü organizasyon içerisinden yükseltme yoluna gitmektedir. KKTC isletmelerinin %61′i orta kademe yöneticilerini kendi bünyesinden temin etmektedir. Bu tür
uygulamaların çalısanların sirket içerisinde yükselebilecekleri mesajını vermesi açısından faydası vardır, ancak eger etkin egitim programları ile desteklenmiyorsa kötü sonuçlara yol açması muhtemeldir. Ankete katılan
KKTC isletmelerinin sadece %41′i egitim ihtiyaçlarını sistemli bir sekilde analiz etmektedir.
Personel seçimi konusunda KKTC isletmelerinin çogu bire bir mülakat yöntemini kullanmaktadır. KKTC isletmelerinde psikometrik testlerin veya degerlendirme merkezlerinin (assesment centers) kullanımının çok ender oldugu belirtilmistir. Toplumsal açıdan nüfusta temsil edilen ancak is hayatında yeterince temsil edilmeyen grupların istihdamı önemlidir. Ancak, bu kisilerin istihdamının yanında gelisimi de desteklenmelidir. KKTC isletmelerinin yarıdan fazlası
isyerlerinde özürlülerin istihdamını tesvik ettiklerini (KKTC yasalarına göre 100 kisiden fazla personel istihdam eden kuruluslar %1 oranında özürlü istihdam etmek zorundadır) ancak egitim veya yükselme konularında özürlü
personeli takip etmediklerini belirtmistirler. KKTC isletmelerinin %10′u kadınların istihdamını belirli oranlar kullanarak tesvik ettigini belirtmis ancak egitim ve yükselmelerde kadınların oranlarını takip eden isletme oranı sadece %3.3′tür. Kuzey Kıbrıs’ta devletin istihdamda önemli bir rolü bulunmaktadır. Nüfusun önemli bir oranı devlet memuru olarak çalısmaktadır bunun yanında devlet tarafından yönetilen Kamu Iktisadi Tesebbüsleri ve Evkaf Idaresine ait isletmelerde de önemli oranda kisi istihdam edilmektedir. Yapılan anketin sonuçlarının degerlendirilmesi için insan kaynakları yöneticileri ile yapılan mülakatlarda birçok özel sektör yöneticisi devlet kuruluslarının özel sektör ile haksız bir rekabet içerisinde oldugunu ifade etmistir. Yöneticiler özel sektörün devletin verebilecegi maas ve özlük haklarını personeline veremediginden dolayı nitelikli personelin özel sektörü tercih etmedigini vurgulamıstırlar. Bunun yanında anket sonuçları insan kaynakları uygulamalarının özellikle KITler ve Evkaf Idaresine ait isletmelerde bulundugunu göstermistir. Gelismis ülkelerde insan kaynakları yönetiminin gelisme asamalarına baktıgımızda, ilk olarak personel bilgilerinin dosyalandıgı bir birim olarak ortaya çıktıgını, daha sonra bu rolüne üst yönetim ve devlete istihdam edilen personel ile ilgili raporlar hazırlamanın ve çalısanlar ve çalısan örgütleri ile iletisimin eklendigini. Daha sonra ise bir çok organizasyonda insan kaynakları yönetimi biriminin stratejik bir rol üstlendigini görüyoruz. Özçelik (2000) personel temini, temin edilenlerin isletmede devamlılıgının saglanması için yapılan çalısmaların ve karsılasılan güçlüklerin,
isletmelerin insan kaynakları departmanı ve yöneticisi olup olmamasına göre farklı oldugunu tespit etmistir. KKTC’nde yapılan ankete katılan isletmelerin yarıdan fazlası personel konularından sorumlu özel bir birimi olmadıgını belirtmistir. KKTC’nde personel birimi olan isletmelerin büyük bir bölümünün kamu isletmeleri (KIT veya Evkaf tarafından çalıstırılan isletmeler) oldugu dikkat çekicidir.
KAYNAKÇA
Atkinson, J. ve Meager, N. (1994). Running to Stand Still: The Small Firm in the
Labour Market, Employment in the Small Firm and the Labour Market,
Routledge.
Atkinson, J. ve Storey, D. (1994). Small Firms and Employment, Employment in the
Small Firm and the Labour Market, Routledge.
Bonn, M.A. ve Forbringer, L.R. (1992), Reducing Turnover in the Hospitality
Industry: An Overview of Recruitment, Selection and Retention,
International Journal of Hospitality Management, 11/1 s.47-63
Özçelik, A,O. (2000) Isletmelerde Insan Kaynaklarına Iliskin Bazı Kriterlere Göre Ise
Alma Uygulamalarındaki Farklılıkların Belirlenmesine Yönelik Bir
Arastırma. 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, 25-27 Mayıs
2000, Nevsehir Bildiri Kitabı s. 801-817
Ritchie (1993). Strategies for HRM: Challenges in Smaller and Entrepreneurial
Organizations, Human Resource Management, Addison-Wesley
Scott, M., (1989). Management and Industrial Relations in Small Firms, Department
of Employment Research Paper No. 70. Ingiltere
Tekmer, (2001). http://www.tekmer.gov.tr/duyurular/yonetmelik/istihdam_text.htm
Torrington, D. (1991). Employee Resourcing, Institute of Personnel Management,
London
Watson, T. (1989). Recruitment and Selection, Personnel Management, Blackwell,
Oxford

Erzurum Myo .Tur.böl.
Şeref Kapan

 

KURU BAKLAGİLLER,TAHILLARIN HAZIRLAMA VE PISIRME ESASLARI

Yazar tarih Eki 10th, 2008

KURU BAKLAGİLLER :
Kuru baklagiller grubu altında inceleyebileceğimiz nohut, mercimek, fasulye, bezelye, bakla, börülce, soya fasulyesi, gibi besinler Türkiye’de beslenmede önemli bir yer tutmaktadırlar.
İçerdikleri protein miktarının fazla oluşundan dolayı fakir halkın eti diye de tanımlanır. Protein bakımından zengin olmakla birlikte, proteinlerinin elzem aminoasitlerinin bazıları az miktarda olduğundan kalitesi düşüktür. Bununla birlikte kullanılan miktarın arttırılması, diğer tahıl grupları ile karşılaştırılması veya bir miktar iyi kalite protein ile kullanılmaları halinde protein kalitelerini yükseltmek mümkündür.
Kalsiyum, demir ve B vitaminleri yönünden kuru baklagiller zengin bir gruptur.
a. Kuru Baklagillerin Kullanılması : Ülkemizde kuru baklagillerin çok çeşitli kullanılma yerleri vardır. Etli ve etsiz yemek, çorba veya pilav olarak kullanılabilmektedir.
Kuru baklagillerin pişirilmesinde şu sıra uygulanır :
(1) Isıtma : Önceden ayıklanır; yıkanan kuru baklagiller oda ısısında 8-10 saat suda bekletilerek yumuşatılırlar. Bu işlemde taneler ağırlıkları kadar su çekerler.
(2) Zarların Çıkarılması : Bu işlem çocuklar ve sindirim sistemi rahatsızlıklarında gereklidir. Normal yetişkinlerde gerekmez. Isıtılmakla yumuşayan tanelerin sindirilmeyen karbonhidratlardan oluşan kabuklarının
ayrılması kolaydır.
(3) Pişirme: Pişirme işlemi kuru baklagillerin sindirimini kolaylaştırır. Isının yüksek olmaması gerekir. Normal pişirme ile besin kaybı olmaz. Fakat önce haşlanıp suyu döküldü-ğünde B vitaminleri kaybı çoktur.
TAHILLAR:
Tahıl tanelerinin kabuk kısımlarında sindirilmeyen karbonhidratlar ile protein, madensel maddeler ve vitaminler, endosperm denilen tahıl tanesinin iç kısımlarında ise nişasta en yoğun olan besin öğesidir.
Tahıl taneleri deyiminde buğday, mısır, pirinç, arpa,çavdar, yulaf anlaşılır. Protein kalitesi yönünden en yüksek kaliteli protein pirinçte, en düşük olanı ise mısırdadır. Tahıl tanelerinin yağları ise doymamış yağ asitlerinden zengindir.
Ülkemizde en kullanılan tahılların başında buğday gelir. Buğdayın kullanma şekli un haline getirilip ekmek olarak veya bulgur olarak kullanılır.
a. Un : Tahıl tanelerinin öğütülmesi ile elde edilen un, elde edildiği tahılın adı ile anılır. Pirinç unu, mısır unu veya buğday unu gibidir.
Buğday unu buğdayın öğütülmesine göre sınıflandırılır. Basit değirmenlerde bir defada öğütülüp un haline getirilen buğday ununa tam buğday unu denir. Kepek miktarı fazladır. Tam buğday unu B vitaminleri yönünden en zengin olan undur.
Saf endosperm unu olarak kabul edilen % 60-70 randıman una extra – Extra un denir.
% 70-80 randımanlı una extra un,
% 80-90 randımanlı una birinci nevi,
% 90′dan fazla randımanlı una ikinci nevi un denir.
Kepek kısmı fazla olan yüksek randımanlı unların B vitaminlerini fazla içermeleri yanında, depolama güçlüğü vardır. Kepeği fazla olan unlar daha çabuk bozulur ve acılaşır. Unun acılaşmasında nem önemli rol oynar.
Un satın alınırken, renginin beyazlığı önemli olduğu gibi, unun acılaşmış olması, hoş olmayan koku ve yabancı maddelerden arık olmasına dikkat etmek gerekir.

b. Bulgur :Buğdaydan elde edilen bulgur, tahıl tanesinin besin değerini olduğu gibi muhafaza eder. B vitaminleri; buğday kaynatılıp tekrar suyu taneye emdirildiğinden, tanenin iç kısımlarına kadar geçer.
İyi kaliteli bulgurun kuru, tanelerinin aynı büyüklükte olması ve yabancı maddelerden temiz olması gereklidir.
c. Makarna : Makarna ve şehriye, buğday unundan yapılır. Buğday unu hamur haline getirildikten sonra şekilli olarak kesilir ve kurutulur. Evlerde yapılan erişte dediğimiz makarnanın içine ilave edilen besinlere göre (yumurta, domates gibi) besin değeri yükselir. İyi bir makarna piştiği zaman kuru ölçüsünün iki katı kadar su çekmelidir. İyi bir makarna pişirmek için makarnanın yüksek ısıda ,ağzı açık bir şekilde ,yeteri kadar su ile kaynatılması ve suyunun çektirilmesi gerekir. Pişen makarnalar suyunu çekip hacmini kazandıktan sonra soğuk su ile yıkanıp ,karıştırılır.
ç. Nişasta : Buğday, patates veya pirinçten elde edilen nişasta, tahıl tanelerinin bir çok işlemden geçirilerek bütün diğer besin öğelerinden arınmış saf karbonhidrat kısmıdır. Nişasta alınırken etiketin ne nişastası olduğunu yazmasına, içinde yabancı madde olmamasına ve top top olmamasına dikkat edilmelidir. Tatlılarda kullanılabilir.
d. Ekmek : Ekmeğin pişmesi sırasında proteinlerin bir kısmı karbonhidratlarla kompleks yaparak dış yüzeyin kahverengi bir renk almasına neden olur. Pasta, kek yapımında gluten oluşumuna süt ve yumurta proteinlerinde yardımcı olur.
Ekmeğin kaliteli oluşunu kabuğun yanmamış, içinin pişmiş, kabarmış ve muntazam gözenekli oluşu ile kabuk ve iç kısmın birbirinden ayrılmış oluşu ile anlayabiliriz.
e. Tahılların Saklanması : Tahılların saklanma süreleri ısı ve nem derecesine bağlıdır. Nemli ortam, küf oluşumu ve tanelerin böceklenmesine yol açar. Isı derecesi düşük olmalı tanelerinin, neminin % 15′i, deponun neminin de % 70′i geçmemesi gerekir.

KUFLER

Yazar tarih Eki 10th, 2008

Küf terimi özellikle çok hücreli,flamentli (ipliksi) mantarlara verilen bir isimdir.Tabiatta çok yaygın olup hemen her yerde bulunurlar gıdalar üzerinde pamuksu görünüşleriyle kolaylıkla tanınırlar.Çoğunlukla beyazdırlar fakat siyah, yeşil, sarı,turuncu vb. renkli koloniler yapanları da az değildir.Küflerin birçok zararlı ve faysalı yönleri vardır.Bu organizmalar gıdaların bozulmasında ve kullanılmaz bir duruma gelmesinde önemli rol oynarlar.Ayrıca bazı küfler gıda maddeleri üzerinde çoğalırken ortama MİKOTOKSİN adı verilen zehirli metabolitler devamı »

KONUKLAR (MİSAFİRLER) İLE İLİŞKİLER

Yazar tarih Eki 10th, 2008

1) Otelcilik mesleği, oymalı küçük parçalarla yapılan bir bilmeceye benzetilir. Yüzlerce küçük parça birbirini tamamlar biçimde yan yana getirilerek oluşturulan bu bütün, tamamlanmış ise, konuklarda memnun edilmiş, başarılı olunmuş demektir.

(2) Ancak bu bir araya getirilen parçaların en önemlisi, ortaya çıkacak bütünün en vazgeçilmez parçası, herhalde konuklarla kurulacak ilişki, iletişim biçimidir.

(3) Konuğa hizmette yapılacak en ufak bir aksaklık, serviste küçük bir ihmal, konuğa küstah tonda en ufacık bir söz, kısacası nezaket, kibarlık ve görgüden en ufak bir uzaklaşma, bütün bir tabloyu tuzla buz etmeye yetecektir.

(4) Bu konuda Ömer HAYYAM? ın güzel bir sözü var: ? Dünyanın birçok yerinde yazılan kitaplarda, orduları yönetmeyi, imparatorlukları idare etmeyi öğretirler. Ancak bu işe soyunacak kişilerden ne yazık ki pek çoğu gerçekte bir hanı bile yönetmeyi bilmezler.?

Bu konuyu aşağıdaki ana başlıklar altında inceleyeceğiz.

Konuklara karşı genel tavır,

Belli durumlarda konuklarla ilişkiler,

Özel durumlarda konuklarla ilişkiler.

Konuklara karşı genel tavır:

(a) Siz bir konuk olarak bir tesise girdiğinde, lobi boyunca yürürken kimse seni fark etmezse, varlığından habersiz görünürse ne hissedersin? Tabiî ki bir burukluk, biraz sıkıntı. Giderek bu duygu yerini şu düşünceye bırakabilir; ?Hay Allah niye girdim buraya?.

(b) Başarılı satıcıların akıllarından çıkarmadıkları bir söz vardır; ?Her hangi bir ürün satılırken değil, alınırken kazanılır?. Dolayısıyla böyle bir durumda rahatlıkla akla gelebilecek bu düşüncenin oluşmaması için elden geleni yapmak ilk iş olacaktır.

(c) Tesisteki bir görevli olarak, bir konuk gördüğünde, ona senin orada bulunuş nedeninin kendisi olduğunu göstermek hiç unutmaman gereken bir tavırdır.

(ç) O anda her ne yapıyorsan yap, kim olursan ol, işini bırakıp, ayağa kalkman ve tebessüm etmen gerekir. Bu bile yeterli olabilir.

(d) Ancak her konuğa kişisel ilgi göstermek; sempatik bir tavırla onun endişe ve sorunlarını anlamaya, her sorusuna yanıt vermeye çalışmak, hoş bir karşılama ortamı oluşması için çaba sarf etmek, her durumda birinci görevdir. Çünkü yanına gelen konuğun içinde bulunduğu ortamı sevmesini, tekrar orada bulunmak istemesini sağlar. ?Hizmet? de budur zaten

(e) Konaklama endüstrisi bir ?Hizmet? sektörüdür ve her konukta tekrar edilen bir hizmettir. Bu sektör, her geçen gün, kendinden vereceğin bir şeylerle gelişebilir. Bu da doğallıkla kendi kişiliğini geliştirmenle doğru orantılıdır. İnsanın kendini geliştirme çabası, ilk ünitede belirttiğim gibi, yalnızca işyerinde başarılı olmasını değil, hayatının diğer bölümlerinde de sağlıklı iletişim kurmasına, mutlu olmasına yol açar. Kendiyle barışık, mutlu insan, çevresine de mutluluk yayar.

(f) Kibarlık; kibarlık, her zaman dikkatli ve duyarlı olarak yine kibarlık. Bir tesis yöneticisi yalnızca; ?Konuğun sizi terk etmesine izin vermeyin? der. Bu en azından sağlıklı bir ilişki kurduğum bir insanın, beni terk etmemesi için elimden geleni yapmalıyım la eş anlamlı değil midir? ?Evet, beyefendi? ya da ?Hayır hanımefendi? belki de verilecek en iyi yanıtlardır, ama kişilik sahibi bir görevli, ortama göre, konukla daha iyi ilişkiler kurabilir, onun sorunlarına ayrıntılı yanıtlar verebilir, en azından hoş şeyler söyleyebilir.

(g) Başarılı bir tesis görevlisi, ??Eğer konuk bana adımla hitap ediyorsa, onun tekrar geleceğini bilirim.?? demiştir. Konuğa, bazı sınırlara özen gösterilerek dostça davranılırsa, tekrar tekrar geleceği bir gerçektir.

Bazen iyi niyetli ya da olumsuz hiçbir şey düşünmeden de olsa, işletmelerde yapılmaması, dikkat edilmesi gereken şeyler de vardır. Bunları kısaca sıralamaya çalışırsak, aşağıdaki gibi bir liste çıkartılabilir.

(I) Tartışma yaratabilecek bütün sorulardan kaçınmalısın. Tartışmaları kazanmayı becerebiliyor olabilirsin, ama dikkat?

(II) Konukların yanlışlarını, hatalarını unut. ?Ben iyi anlamadım? ya da ?Herhalde beni yanlış anladınız? demen daha iyi.

(III) Sürekli olarak yinelenen tüm dertleri, üstesinden gelebileceğin şeyler olarak hoş karşıla. 10 kişiden 9? unu hoşnut kılmak güç değildir. İlişkilerde 10 da 10 başarılıysan sen bir ?sanatçı? sın.

(IV) Rakip kuruluşları hiçbir zaman eleştirme. Bunun, sen dâhil kimseye faydası olmaz.

(V) Çok yüksek sesle konuşma.

(VI) Bildiğin argo sözcükleri, konuklarla konuşurken tamamen unut.

(VII) ?Bir dakika lütfen?, ?Bekleyin (ya da bekle) bir dakika? dan çok daha iyidir.

(VIII) Neşesiz bir ses tonun olmamalı. Aksi halde ?iyi sabahlar? demen, konuğa ?kötü sabahlar? gibi gelebilir.

(IX) Çevresinde bulunan masa, sehpa ya da sıra gibi (örneğin resepsiyon sırası ? resepsiyon desk? i) yerlere yaslanma. Bu çok doğal bir eğitim ve davranıştır. Alışkanlık haline gelmesi de çok kolaydır.

(X) Böyle bir şey yapacak gibi olursan, hemen bir adım geri git (Dikkat; hala sırayı tutmuyorsun!).

(XI) Önceden düzenlenmiş durumlarda, çok yapmacık davranma. Örneğin bütün tesislerde, önemli kişiler, yer ayırtma kartları üzerinde, ?Bu kişilere özel dikkat? anlamına gelen ve İngilizce cümledeki kelimelerin harflerinden oluşan SPATT yazar. Bu kişiler geldiğinde kırmızı halı serilir, eller sıkılır, iyi dileklerde bulunulur. Müdür yardımcısı ya da müdür bunların arasındadır ve yapabilecekleri başka bir şey olup olmadığını sorarlar. Burada konuk, bu durumun önceden hazırlanmış bir sahne olduğunu bildiği halde, kendisini güzel karşılanmış hisseder.

(ğ) Aşırı davranış ve işgüzarlıklarla, yaratılan bu duyguyu zedelememeye çalış. Bütün bunlara karşın, bir görevli olarak sen, belirtilen ? belirtilmeyen kimi yanlışlara düşmüş, bazı hataları yapmış olabilirsin. Ancak konuk, kendisine hizmet vermek için gayret ettiğinin farkındaysa, bunda içtenlikli bir tutum seziyorsa, yapılabilen hatalara rağmen onu kazanabileceğin de bir gerçektir.

(h) Yunus Emre?nin o güzel sözü her yer, her durum, her ortam için geçerlidir: ?Anlamak bağışlamaktır.? Senin konuğu anlamaya çalışacağın kadar, konuk da seni anlamaya çalışmaktadır kuşkusuz. Ama sen yine de anlaşılmanı kolaylaştırmaya çalışmaktan geri kalmamalısın. Böylece en olumsuz, en umutsuz durumlarda bile, konuğun, senin ve tesisinin hakkındaki düşünceleri olumlu yöne kayabilir.

Belli durumlarda konuklarla ilişkiler:

(a) Konuklara karşı gösterilmesi gereken genel tavırları belirttikten sonra, daha özel ve belli durumlarda ilişkiye geçmek için oluşturman gereken iletişim biçimlerini sıralamaya geçelim.
(b) Her insanın kendi kişiliğine göre iletişim biçimlerinin olduğunu, bunun hangi kalıpta olursa olsun davranış ve konuşma biçimlerine de yansıyacağını belirtmiştim. Ancak konuklarla konuşurken vazgeçemeyeceğin bazı kalıplar vardır.

Sıralayalım

(I) Gülme ve göz göze bak.

Dur ve çok dikkatli ol.

(II) Konuğu selamla.

(III) Nezaketle konuş

(aa) Uygun ses tonu kullan.

(bb) Uygun lisan kullan.

(cc) Eğer uygunsa ?Lütfen? de.

(çç) Eğer uygunsa ?Teşekkür ederim? de.

(dd) Mümkün oldukça konuğun gerçek adını kullan.

(ee) ?Beyefendi? ya da ?Hanımefendi? de.

(ff) Mümkün olduğunca konuğa ilk adıyla hitap etmeye çalış.

(IV) Konuğu onu etkileyecek şekilde dinle.

(aa) Göz göze bakmaya devam et.

(bb) Mesleğinin ustası biçiminde, kendine güvenli dimdik duruşunu koru.

(cc) Yüz ifadenle ilgilendiğini belli et.

(çç) Sözünü kesme.

(dd) Konuğu nezaketle anlamaya çalış.

(V) Konuğun sorularını tamamen yanıtla ya da bunu yapabilecek birilerini bul.

(aa) Yönleri tarif ederken harita kullan.

(bb) Kesin yön ver.

(cc) Konuğun yanıtlarını anladığından emin ol.

(çç) Konuğun adını ve soyadını belirterek başka bir görevliye havale et.

(VI) Kişisel konuşmalarla ilgili olma.

(aa) Kendi kişisel hikâyelerini eklemeden yalnızca dinle.

(bb) Konuklara iyi ve doğru bilgi sağla.

(cc) Nazik bir muamele konuğun kendisini saygıdeğer ve kıymetli hissetmesini sağlar.

(çç) Dikkat ve yardımseverlikte konuğun etkilenme ortamını sağlar.

(dd) Senin yaratacağın kişisel etki, tesis adına belli bir düşünce yaratır. Ya da var olan düşünceyi olumlu yöne getirir.

(c) Buradaki iletişim kurma biçimin, doğallıkla yukarıda sıralanan ilişki kurma biçimine paralellik gösterecektir. Bazı yinelemelerle, davranış şekillerin şöyle sıralanabilir.

(I) Nazik bir lisan kullan.

Konuğa ?? Beyefendi?? ya da ??Hanımefendi?? diye hitap et.

(II) Doğru ve kesin bilgi sağla.

Sorun çıkarabilecek bilgileri iki kere kontrol et.

(III) Konuğa sorusunun yanıtını alıp alamadığını sor.

(IV) Eğer gereksinim varsa ek bilgi sağla.

(aa) Konuğa istediği hedefe ulaşabilmesi için en güvenli yolu anlat.

(bb) Konuğu gerekli hallerde kalabalık alanlar hakkında uyar.

(cc) Herhangi bir yanlış anlaşılmayı anlat, açıkla.

(çç) Konuğa başka soruları olup olmadığını sor.

(dd) Yeni bilgi sağla.

(ee) Tesiste bulunabilen belirli servisleri (bar, termal, yüzme havuzu, oyun salonu gibi) öner ve tavsiye et.

(V) Başka bir yardıma ihtiyacı olursa hizmetinde olduğunu belirt.

(aa) Konuk tarafından istenilen bilgiyi sağlar.

(bb) Konuğu, karşı karşıya gelebileceği şeylere hazırla.

(cc) Konuğun zamanını harcamasını önler.

(çç) Tesisteki servisleri tavsiye etme olanağı doğar.

(dd) Konuğu, nezaketimiz, dikkatimiz ve yardımseverliğimizle etkileme fırsatı doğar.

(ç) Bütün bunları layıkıyla yerine getirirken, sorunları en aza indirip, misafirperverliğin tüm inceliklerini gösterirken; şu ya da bu şekilde konukların şikâyetleri olmayacak mıdır? Mutlaka olacaktır. O zaman:

Sıralayalım:

(I) Problemin tamamını dinle.

(aa) Dinlerken, dinlediğini göstermek için başınla onayla.

(bb) Konuğun sözünü sakın kesme.

(cc) Göz göze bakmayı sürdür.

(çç) Profesyonelce dimdik duruşunu koru.

(II) Konuğun duygularını kabul et.

(aa) Konuğun söylediklerini tesisi ve kendini korumadan kabul et.

(bb) İlgi gösterildiğini belli eden tümceler kur; (Demek öyle; anlıyorum efendim gibi).

(cc) Bahane gösterme.

(III) Konuğun, tam olarak ne yapılması istediğini iyice anla.

(aa) Şikâyeti açıklığa kavuştur.

(bb) Neler yapılacağını konuğa anlat.

(IV) Hiç beklemeden, anında harekete geç.

(V) Yetkili kişi sorunu çözemezse durumun idaresini ele al.

(aa) Konuğa ne yapılabiliniyor, ne yapılamıyor anlat.

(bb) Sorunu çözebilecek bir kişiyi bul ve durumu havale et.

(VI) Kişisel zararlarla, kişisel eşyanın hasar görmesi ve hırsızlıkla ilgili şikâyetlerde;
(aa) Müdürü göreve çağır.

(bb) Cana yakın bir şekilde ve içtenlikle cevap ver.

(cc) Sorumluluk kabul etme.

(çç) Herhangi kaybedilmiş şey için sorumluluk kabul etme.

(dd) Konuğun gördüğü zarar için kuralları uygula.

(VII) İşin yapılıp yapılmadığını takip et.

(aa) Konuk tesisi terk etmeden işin yapıldığına emin ol.

(bb) Yetkiliye (kısımdan sorumlu kişiye) ne kadar küçük olsa da, bütün şikâyetleri bildir.

(d) Eğer böyle davranırsan elde edeceğin yararlar da şu şekilde sıralanabilir:

(I) Konuğun, kendisine kötü muamele edilmiş gibi bir duyguya kapılmasına engel olunur.

(II) Beklenen servis konuk için temin edilir.

(III) Sorunu ya da bu tür sorunları çözmek için bir fırsat yaratılır ve gerekli düzeltmeler yapılır.

(IV) Konuğun kişisel prestiji korunmuş olur, kötü sözler söylenmesini engeller.

Özel durumlarda konuklarla ilişkiler:

(a) İçkinin şişede durduğu gibi durmadığını hep biliriz. Özellikle ön büroda bulunan kişilerin, içkili konuklarla karşılaşma olasılığı her zaman vardır. Bu tür kişilerle de karşılaşıldığı zaman uyulması gereken belli kurallardan söz edilebilir.

(b) Eğer sarhoş kişi fazlasıyla saldırgan, hakaret edici bir durumda değilse NORMAK KONUK kabul kuralları uygulanır.

(c) Bir mekâna konuk olarak gelmek isteyen bir kişinin, konuk olmanın da bir edebi olduğunu bilmesi gerekir. Böyle bir durumda şu adımları uygulaman yararlıdır.

(I) Saldırgan, küfür eden konuğa oda verilmez.

(aa) Biraz zaman kazanmak için konuğa kabul formu doldurulur.

(bb) Sarhoş kişinin erişebileceği yerlerdeki tehlikeli maddeler ve cam eşyalar kaldırılır.

(II) Konuk ile tartışılmaz ve kişisel olarak ilgilenilmez.

(III) Duruma çözüm getirmeleri için müdür ya da güvenlik görevlileri çağırılır.

(IV) Sarhoş konuğa artık içki verilmemesi sağlanır.

Konuk bara ya da restorana gidiyorsa orası ile bağlantı kurularak durum bildirilir.

(V) Eğer kişi başa çıkılmaz halde ise ve sınırları aşıyorsa polis çağırılır.

(aa) Tesisteki diğer konuklar, sarhoş insanlardan ve bunların yaratabileceği tehlikelerden korunur.

(bb) Sarhoş kişinin kendisi korunmuş olur.

(cc) Tesisin içki verebilmesi için tanınan yetki (içki lisansı) korunur.

(çç) Yaralanma ve hasarlardan meydana gelecek sorumluluk riski azaltılmış olur.

(dd) Tesisin göreceği zararlardan korunur.

(ee) Nihayet, belki de, tesisteki görevlilerin, yaralanmalardan ortaya çıkabilecek bir mahkûmiyetleri önlemiş olur.

Özel Durum: Acil çağrıları cevaplama.

(I) İnsanların en soğukkanlı, en mantıklı ve sistemli çalışmaları, davranmaları gereken durumlar, acil ya da olağanüstü durumlardır. Ne yazık ki böyle durumlarda genellikle duygular ağır basar, heyecan dozu yükselir, bunun sonucu da istenmeyen ortamlarda sorunlar fazlalaşır.

(II) Ne var ki, Turizm mesleğinde, soğukkanlılık ve acil durumlarda sistemli çalışmak vazgeçilmez bir niteliktir.

(III) Acil durumlarda konukların irtibat kurabileceği tek bir nokta sağlamak, konuğun alacağı yanıtı hızlandırır, riski en aza indirir. İletişim su gibi akar, böylece konuğun tesise olan güveni de artar.

(IV) Bu durumda göstermen gereken davranışları sıralayalım.

(aa) Sakinliğini koru, sesinin tonunu kontrol et.

(bb) Esaslı bilgi topla.

(cc) Oda numarasını sor.

(çç) Problemi ve mahiyetini sor.

(dd) Arayanın telefon hattından ayrılmamasını iste.

(ee) Gerekli kişi ile irtibat kur.

(ff) Müdürü göreve çağır.

(gg) O konudan sorumlu ve uygun kişi ile irtibata geç.

(ğğ) Sorunu olan odanın bulunduğu yeri ve yönlerini bildir.

(hh) Konuğa tekrar bilgi vererek yardım geldiğini söyle.

KONUK (MİSAFİR) ÖZELLİKLERİ VE BEKLENTİLERİ

Yazar tarih Eki 10th, 2008

1) Son derece karmaşık ve çok yönlü ??turizm?? olgusunun odak noktası, her toplumsal ilişkide olduğu gibi ??insan?? dır. Konu turizm olunca, insanın, özellikle turizm ile ilgili olarak (hizmeti veren ve alan olarak) daha yakından ve ayrıntılı incelenmesi gerekir. Konuğun ??konuk olma?? sıfatı, hizmete bir bedel ödeyerek talip olması ile başlar. ??Hizmeti veren?? in tanımlanması ise biraz daha teknik ayrıntı gerektirir.

(2) Unutmamak gerekir ki ??hizmet?? ana başlığı altında dile getirilen ??TESİSCİLİK HİZMETLERİNİN?? en önemli yapısal malzemesi ??konukseverlik?? tir. Bu kavramın layıki ile yerine getirilmesi için, konuğun özellikleri ve insan ilişkilerini düzenleyen kuralları bilinmelidir. Öte yandan bu kurallar zamanın gerçekleri içinde değişmekte, bu değişiklikleri takip etmek her personel için zorunluluk taşımaktadır.

Bu konuyu aşağıdaki ana başlıklar altında inceleyeceğiz.

Turizm nedir?

Konukların özellikleri,

Konukların beklentileri,

Konuk tipleri.

(1) Turizm  nedir?

(a) Turizm ,insanların belirli bir süre için, belli bir bedel ödeyerek ve ??konuk?? sıfatını alarak konakladıkları,  (otel, motel, tatil köyü vb.), bir misafirhane ya da konukevidir.

(b) Tesisin girişindeki ön büro (resepsiyon) 24 saat hizmete hazırdır. Resepsiyonda (ön büroda) her mesai diliminde en az bir ??ön büro görevlisi?? (resepsiyonist), bir ??ön kasiyer??, bir de ??bellboy?? çalışmaktadır.

(c) Mesailer: (08:00-16:00 / 16:00-24:00 / 24:00-08:00) saatleri arasında bölünmüş üç vardiyadan oluşur.

(2) Konukların özellikleri:

(a) Hayatı tanımak isteyen bir gözlemci için tesis, ideal bir ortamdır. Orası küçük bir dünyadır ve gelen ? gidenlerden, değişik özelliklere yüzlerce örnek gösterilebilir. Sabırsız, kaba, atılgan, pasif, muhalif, güvensiz, zeki, hayal gücü yüksek, herkese nasıl davranılması gerektiğini bilen, kibar? her türlü insan her tip vardır orada. Fiziksel ve duygusal açıdan birbirlerinden çok farklıdırlar. Amaçları, istekleri, gereksinimleri hep değişiktir. Yaşları, kiloları, renkleri, boyları olduğu kadar, geldikleri toplumsal ortamlar da (düzeyleri de) farklıdır.

(b) Konuk, Turizm hakkında belirli bir izlenim edinirken, tabii ki tesis personeli de onun hakkında bir fikir edinecektir. Onun beklentilerine cevap vermenin en sağlıklı yolu, kolaylıkla tahmin edeceğiniz gibi, onu tanımak ya da daha yakından tanımaya çalışmaktır.

Konuğu tanımak size ne kazandırır?

(c) Konuklar, birkaç saat içinde kendilerince çok iyi bildikleri ortamdan, bir çevreden, bilmedikleri bir çevreye yolculuk yaptıklarından, hem yorgun hem de biraz kuşkulu, endişeli olabilirler. Bir tesis görevlisi olarak siz, bu durumun konuğu, titiz, çok duyarlı ve her şeye kusur bulan bir hale getirebileceğini fark edebilirsiniz.

(ç) Burada açıkça görülüyor ki, tesis görevlisinin sahip olduğu tek avantaj, ??satın almaya hazır bir konuğun?? önünde bulunmasıdır.

(3) Konukların (misafirlerin) beklentileri:

(a) İnsanların çeşitliliğinin, amaçlarının, ihtiyaçlarının değişikliğine göre beklentilerinin de farklı olacağına değindik. Örnekler vermek gerekirse:

(I) Şişman bir insan belki yatağın boyutlarıyla ilgilenecektir.

(II) Bir aile grubuna belki bağlantılı kapıları olan odalar verilebilir.

(III) Tesiste bir hafta kalacak olan bir bayan, belki de dolapların genişliği ile ilgilenecektir.

(IV) Bir çift, iki kişilik bir yatak, diğer bir çift iki ayrı yatak isteyebilir.

(V) Bir konuk sessizlik diğeri istirahat edip manzara seyretmek, müzik dinlemek isteyebilir.

(b) Her konuğun dikkatli bir görevliye, ihtiyaçlarını ve ödeme gücünü belli edeceğini unutma. Önemli olan, konuğun aradığını – belki de beklediğinden fazlasını – sunma yolları bulmaktır.

Örnek:

(I) Konuğa çok oda gösterip, sonra ondan bir oda seçmesini önermek.

(II) Bu onu şaşırtır. En çok iki oda gösterip seçim yapmasını söyleyerek işini kolaylaştırır.

(III) Odaları konuğun ilgisine göre tarif etmek.

(c) Konukların bir başka beklentileri de o anda yalnızca kendileri ile ilgilenilmesini beklemeleridir. Örneğin konuk adayının resepsiyona yaklaşıp, tesise giriş yapmak istediği zaman, ona kabul kartını uzatıp, o arada başka bir işle ilgilenmek, apayrı bir konuyla ilgili başka bir görevliye seslenmek, belki senin birkaç işi aynı anda becerebildiğini gösterir. Ama bu ??işgüzarlık?? sınırları içine girer ve konukta ?? Bu adam başka işlerle ilgileniyor, beni önemsemiyor?? duygusuna kapılmasına yol açabilir.

(ç) Bütün bunları yaparken ses tonun, gerekiyorsa yüksek, gerekiyorsa alçak, dostça olmalı, kısaca hayat dolu olmalı.

(d) Her şeyin iyi ve yolunda olduğu izlenimini verebilmelisin ki, konuk kendisinin emin ellerde olduğunu bilsin.

(e) Kısaca, konuğun beklentilerini beş sözcükte özetleyecek olursak;

(I) İlgi,

(II) Ciddiyet,

(III) Kibarlık,

(IV) Güler yüzlülük,

(V) Huzur şeklinde belirtmek yanlış olmayacaktır.

(4) Konuk tipleri:

Görev yaptığınız yerde sizin servisinizi bekleyen binlerce konuk var. Hemen her birinin kendisine has özel kişilikleri olmasına rağmen, işte size yardımcı olacak bazı sınıflandırmaları veriyoruz:

(a) Çok samimi: Sakinliğinizi ve nükte anlayışınızı asla kaybetmeyin. Nükteli ve rahat bir ortam yaratarak onu ve kendinizi yatıştırın. Kontrolünüzden çıkan bir ortam oluşursa yöneticilerinizden yardım isteyin.

(b) Yemek döken: Şunu hatırlatmalıyım ki böyle bir şeyi isteyerek yapmamıştır. Rahatsız olmuş gibi davranmayın. Onun bu ortamdan çıkıp rahatlamasını sağlayın.

(c) Çocuklar: Ortada bir yere oturtmayın, kraker, eğlenceli kitap verin, onları oyalayacak bir şeyler bulun. Sabırlı olun fakat diğer konukları rahatsız edecek bir duruma gelmelerine mani olun.

(ç) Acele eden: İşyeri ne kadar kalabalık olursa olsun konuk hemen kendilerine hizmet edilmesini ister. Bu sizden her zaman istenmeyecekse kolaylık gösterin. Fakat bu durumda, diğer konuklara da insafsız davranmayın. Hemen bir masaya oturtun. Yardımcınızın kulağına aşçının bu siparişe öncelik vermesini söyleyin. Yapabilirseniz bu işleri en kısa yollardan halletmeye bakın fakat iyi serviste kusur etmeyin.

(d) Geveze (çok konuşan): Havaların nasıl gittiğinden konuşarak zamanınızı alır. Nazik ve saygılı olun fakat diğer konuklarınızın da sizi beklediğini açıkça belirtin. Özür dileyip sizi affetmesini söyleyin.

(e) Şikâyetçi: Konuk her zaman haklıdır, hatta haksız olduğu zaman bile, konuk şikâyet ettiğinde, özür dileyin, problemi halledin, onu nezaketinizle boğun, asla tartışmayın.

(f) Fikir değiştiren: Bunlara istediklerini buluncaya kadar belki 20 çeşit sipariş yazarsınız, asla sabrınızı ve nezaketinizi kaybetmeyin. Ona siparişi verinceye kadar zaman tanıyın. Ona nazikçe çok fikir değiştirmesinin zamanınızı aldığını ve restorana da para kaybettirdiğini söyleyin. Kararlı fakat nazik olun. Dikkat, konuk VIP olabilir o zaman şefinizi devreye sokun.

(g) Ürkek, mahcup: Memnun olmadığını asla öğrenemezsiniz, her zaman ihtiyacı konusunda tetikte olun, nasıl hissettiğini öğrenmeye çalışın. Mümkünse en iyi hizmeti verin.

(ğ) Israr eden: Ne istediğini bilir ve kendi istediğinizi kabul ettiremezsiniz. Arzularını tam olarak yapmaya çalışın, sabırlı ve nazik olun. Bunlardan yeni bir şeyler öğrenebilirsiniz

(h) Dostça: Burada bulunmaktan memnundurlar ve bunu gösterirler, her hatada bağırmazlar. Konukların büyük bir çoğunluğunun bu guruba girmesi garsonlar için büyük bir şanstır. Bu tür konuklar en iyi servisi hak edenlerdir.

(ı) Parmak şıklatan: Bir şıklatış masayı temizle demektir, iki sipariş al veya onun gibi bir şey. İşaretin ne demek olduğunu anlamak için sabırlı ve tetikte olmalısınız. İhtiyaç duyulduğunda ortada olmalısınız. Ona arzusunu sorun. Sizi çağırma şekli hariç hemen hemen ısrar edenlere benzerler. Unutmayın onlar saygısız insanlardır. Ama siz değilsiniz.

(i) Dinlenen: Restoranın en sıkışık zamanında sadece kahve sipariş edip, masaya vurup tempo tutmasına ve restoranın kaça mal olduğunu düşünmesine rağmen, bunlara nazik fakat kararlı davranın. Başka bir şey isteyip istemediğini sorun. Bitirdiğinde gitmesi gerektiğini açıkça ima edin.

(j) Özel konuk: Kahvesinin tam 75 santigrat derece ya da patates püresinin krem gibi olmasını veya sütsüz olmasını isterler. Bütün isteklerini karşılayamazsınız fakat yapmaya uğraşın. Şirin ve tetikte olun. Tasvibini alacak her şeyi sorun. Memnun olması zordur fakat iyi bir tarafını yakalarsanız devamlı sizin konuğunuz olur.

(k) Fiyatlardan hayal kırıklığına uğramış, her şeyi hesap eden: Bütün fiyat ve maliyetlerini hesap ederler ve mönü fiyatlarını çok yüksek bulurlar. İnandırmanız mümkün değildir ama inandırmaya çalışın. Akıllıca kompliman yapın, fakat şunu da hatırlatın. Bu fiyatlar birçok faktöre bağlıdır. Sabırlı olun ve ilgilenmiş gibi görünün fakat restoranın değerini de düşürmeyin.

Tesislere gelen konuklara anketler düzenlenerek, konukların tesislerden neler bekledikleri öğrenilmeye çalışılır.

GÖRÜLEN YAYGIN HATALAR:

a. Turizmde odak noktalarının neler olduğunu bilmiyor.

b. Konukların (misafirlerin) beklentilerini bilmiyor.

c. Konuk tiplerini ayırt etmeyi bilmiyor.

KOBALT

Yazar tarih Eki 10th, 2008

İnsanda 1.1mg civarında kobalt bulunmaktadır. Bunun %43 ü kaslarda,%13 ü kemikde, kalanı diğer dokulardadır.Vitamin B12 nin %4 ü kobalttır.Kobaltın; kükürtlü amino asitlerin metabolizmasında,demirin kullanılmasında,troid hormonunun sentezinde, hipertansiyonda etkisi olduğu rapor edilmiştir.Bunun yanında,toprağında yeteri kadar kobalt bulunmayan bölgelerindeki koyun sığırlarda gittikçe ilerleyen anemi, kas atrofisi gibi belirtiler görülmektedir.Bu hastalıklar kobalt veya vitamin B12 ile iyileştirilmektedir.İnsanlarda ve diğer laboratuvar hayvanlarında kobalt yetersizliği görülmektedir.Yetersizlik belirtilerinin koyun ve sığırlarda görülmesinin nedeni şöyle açıklanmaktadır. Sığırlar ve koyunlar kobaltı vitamin B12 nin sentezi için kullanmakta dolayısı ile kobalt yetersizliği ortaya çıkmaktadır.İnsanlar vitamin B12 yi sentez edemediklerinden dişarıdan almak zorundadırlar.İnsanın aldığı kobaltın çoğu idrarla atılır.
İnsanlarda yeteri kadar B12 vitamini alındığında kobalt yetersizliği söz konusu değildir.Diğer mikro elementlerde olduğu gibi fazla alınan kobalt zehirleme etkisi yapar.
 

ERZURUM Myo Öğrencileri
Deniz zorba

Ugur Mus

KAT HIZMETLERINDE IS KAZALARI VE İS KAZALARINDAN KORUNMA

Yazar tarih Eki 9th, 2008

Kat Hizmetlerinde İş Kazaları ve Kazalardan Korunma
Kat hizmetlerinde iş kazaları genellikle şu nedenlerden ortaya çıkmaktadır.
-Temizlik ilaçlarının bilinçsiz kullanımı
-Bozuk elektrik prizleri
-Yerdeki iğne ve çiviler,
-Çatlak pencere camları ve aynalar
-Yırtık ve kıvrık halılar,
-İyi çalışmayan pancur ve jaluziler,
-Arızalı araç ve gereç kullanılması
-Yüksek alanların temizlenmesindeki dikkatsizlikler
Katlarda bu tip eksiklikler görüldüğünde ilgili bölüm şefine rapor edilmelidir. Diğer taraftan, kullanılan temizlik maddelerinin özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle çalışma sırasında şu hususlara dikkat edilmelidir.
-Çalışma sırasında uygun, topuksuz, rahat ayakkabılar giymek
-Elektrik araçların ve ilaçların kullanım özellikleri iyi bilinmelidir.
-Cam eşyalar sabunlu elle tutulmamalıdır
-Dikkatli, sorumlu ve pratik çalışılmalı, ancak aceleci davranılmamalıdır.
-Lavabo, komodin vs. gibi kırılacak eşyaların üzerine çıkılmamalıdır.
-Sabunlu su ile temizlenen zeminler mutlaka durulanıp kurulanmalıdır.
-Koridorlardaki odalardan çıkan tepsilerin kaldırılması sağlanmalıdır.
-Çalışırken temizlenecek yüzeyler toz bezi ile kontrol edilmelidir.
-Kat servis arabası görüşü engelleyecek şekilde dolu olarak tanzim edilmemelidir.
-Çamaşırhane makinalarında tehlikeli olabilecek yerlerde emniyet düşmesi bulundurulmalıdır.
-Yüksek kaldırma konusunda dikkatli davranılmalıdır (Bir erkek işçi bir defada 50 kg kaldırabilmelidir)
-Buhar ve sıcak su boruları izole edilmiş olmalıdır.
-Sıcak hava ile kurutma ve yıkama kazanından sıcak çamaşır çıkaran işçi eldiven kullanmalıdır.
-Klozet temizliğinde gerekli hallerde eldiven kullanılmalıdır.
-Havasız olanlarda çalışma bölümlerde havalandırma tertibatı iyi çalışıyor olmalıdır.
-Çamaşırhane ısısı yüksek olan ve çalışana bol su kaybettiren bir çalışma alanıdır. Buradaki kişilere sık sık dinlenme verilmelidir.
-Ütüleri kullanan personelin dikkatli olması gerektiği konusunda uyarılmaları gerekmektedir.
-Monotonluğun oluşturduğu (pres ütü ve rulo ütüde çalışan personelde görülür) sürekli ayakta durmaları nedeniyle ortaya çıkan ağrıların önlenmesi için dinlenmelerine önem verilmelidir.
-Arızaların iyi denetlenmesi ve çabuk giderilmesine çalışılma

KAZALAR

Personelin yada konukların başına gelen kazaların tümü hemen yönetime bildirilmelidir. Kazaya yol açan olayların kazanın kendisiyle birlikte net bir açıklaması, müdürün bürosunda saklanması gereken kaza defterine yazılmalıdır. Bu rapor, kazazedenin kötü bir biçimde yaralanmadığı anlaşıldığında bile gereklidir. Bir sigorta istemi ileri ki bir tarihte bildirilebilir ve bu durumda bir kaza raporu hazır bulunmalıdır.
Tehlikeler – Aşağıdaki alanlar yangın yada kazaları önlemeye yardımcı olmak amacıyla kontrol edilmelidirler.
Konaklama alanları:
?Elektrikli araçlar prizden çekilmiş
?Televizyon anteni prizden çekilmiş
?Yer kaplamaları güvenli
?Yer paspasları düzgün duruyor.
?Gündüz / gece boyunca aydınlatma yeterli,
?Döküntü ve çöpler kaldırılmış,
?Temizlik maddeleri uygun biçimde depolanmış,
?Küllükler boşaltılmış
?Şömineler korunumlu olmalı

Dış alanlar:

?İyi aydınlatılmış yaklaşım alanları ve oto parkları
?Düz, güvenli yollar ve basamakları
?Yapraklar ve döküntüler süpürülmüş
?Boşaltım alanları güvenli
?Boş ambalaj sandıkları ve kutular uygun biçimde depolanmış
?Ek binalar güvenli
?Garajlar kilitli, yağ ve benzim depolanmış,
?Yollar giriş ve çıkış iyi işaretlenmiş

Kazaları Önleme

Catering endüstrisinde çalışan bütün personelin araç ve gereçleri kendilerine, beraber çalıştıkları kişilere yada konuklara zarar vermeyecek biçimde kullanabilemeleri şarttır.
Kazaları, aceleci davranan personel, yapılan iş üzerinde konsantrasyon eksikliği yada güvenlik kurallarını uygulamadaki noksanlıklar nedeniyle meydana gelirler.
Örneğin personel aceleci davranıyorsa;
?İş tam olarak tamamlanmadan bırakılmış olabilir.
?Yer cilası tamamen temizlenmemiş, kaygan bir yüzey kalmış olabilir.
?Yer döşemeleri yıkandıktan sonra yeterince kurulanmamış olabilir
?Koşturmakta olan personel diğer kişiler çarpabilir.
?Araçlar kazalara neden olabilecek biçimde kullanılabilir, kabloları yerde boylu boyunca uzanır bırakılabilir.
?Personel iş üzerinde dikkatini toplayamıyorsa:
?Kayganlığa neden olacak biçimde yanlış temizlik maddesi kullanılabilir.
?Araçlar insanların uyaklarının takılmasına yol açacak biçimde yapının içinde gelişi güzel bırakılabilir.
?Elektrikli araçlar yanlış biçimde kullanılabilir.
Güvenli kuralları, personeli isteyken kazalardan korumak için konulmuştur. (25.8.1971 tarihli 1475 sayılı iş kanununa ve 4.12.1973 tarih (R-6 11.1.1974-14765) ve 7/7583 kararname nolu işçi sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü?ne) uymaları için bütün yeni personel işlerini yaparlarken kullanma olasılıkları olan temizlik maddeleri, yöntemler ve araçların kullanımları konularında bilgilendirilmelidir. Bu eğitim işveren tarafından kaydedilmelidir. Bütün personel eğitim kayıtları saklanmalı ve istendiğinde referans için hazır bulundurulmalıdır.

« Önceki - Sonraki »