GÜNLÜK BESLENME REHBERİ ve BESİN GRUPLARI -5

Yazar tarih Eki 7th, 2008

GÜNLÜK BESLENME REHBERİ

Yeterli ve dengeli beslenmek için değişik yaş, cinsiyet ve özel durumlardaki bireylerin enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri farklıdır. İnsan, gereksinmesi olduğu besin öğelerini tartarak alamaz. Bunlar doğal besinlerle karşılanır. Besinlerimiz, içerdikleri besin öğelerinin türleri ve miktarları yönünden farklıdır. Bazı besinler proteinden, bazıları herhangi bir vitaminden zengindir. Her besini yeme olanağımızda yoktur. Bu nedenle, besinlerimizi, besleyici değerleri yönünden 4 grup altında toplayabiliriz. Bu grup içinde yer alan besinler, birbirinin yerini tutar. Günlük diyetimizde her gruptan besin bulunur ve bunların miktarları gereksinmemize uygun olursa, yeterli ve dengeli besleniriz:
BESİN GRUPLARI

1.Et, Yumurta, Kuru Baklagiller, Yağlı Tohumlar

Etler, yumurta, kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, soya fasulyesi…) ve yağlı tohumlardan (fındık, fıstık, badem ve ceviz) oluşmaktadır. Bu gruptaki besinler diğer gruptakilerden daha fazla protein içermektedir; ayrıca demir, çinko, fosfor, magnezyum ve B vitaminleri açısından da zengindir.

Et grubundan günlük alınması gereken miktar 2 porsiyondur. 1 adet yumurta yarım porsiyon, 1 tabak kuru baklagil yemeği, 3 köfte büyüklüğünde et (90 g), 2 tabak etli sebze yemeği ise 1?er porsiyondur. Bir öğün tavuk yendiğinde, diğer öğün kuru fasulye veya sabah yumurta yendiğinde öğleyin bir tabak etli sebze, akşam bir tabak et yemeği yenilirse bu gruba olan gereksinim karşılanmış olmaktadır.

2. Süt ve Türevleri

Süt, yoğurt, peynir ve diğer süt ürünlerinden oluşan bu grup, proteinin yanı sıra kalsiyum, fosfor ve riboflavinin de zengin kaynağıdır.

Süt grubundan günlük alınması gereken miktar; yetişkinler için 2 porsiyon, çocuk, genç, emzikli, menopoz sonrası kadınlar için 3 – 4 porsiyondur. Her gün en az 2 su bardağı süt tüketmek dengeli beslenme için temel koşuldur. Süt yerine, aynı miktar yoğurt da yenilebilir. 2 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir, 1 kase muhallebi veya sütlaç, 1 su bardağı süte eşdeğerdir. Bir öğün peynir, bir öğün süt, bir öğün yoğurt tüketilerek bu gruba olan günlük gereksinim karşılanabilir.

3. Sebze ve Meyveler

Her türlü sebze ve meyvenin yer aldığı bu grup, özellikle A ve C vitamini, antioksidanlar, bitkisel kimyasallar ve diyet lifi açısından önemlidir.


Sebze ve meyve grubundan günde en az 5 porsiyon tüketilmesi gerekir. Büyük meyvelerin (portakal, elma, armut, muz gibi) orta büyüklükte bir tanesi, çilek, kiraz gibi meyvelerin yarım su bardağı, kayısı, erik gibi meyvelerin ise 3 – 6 adedi, birer porsiyon sayılmaktadır. Yeşil sebzelerin 200 gramı (kıyılınca yaklaşık 2 – 3 su bardağı), domates ve patatesin orta büyüklükte bir tanesi, patlıcan, kabak ve havucun 1 küçük boyu birer porsiyondur. Günde 3 adet meyve, bir porsiyon salata ve sebze yemeği yenirse bu gruba olan gereksinim karşılanmış olmaktadır.

4. Tahıl Grubu

Karbonhidrat açısından zengin olan bazı vitamin ve mineralleri de içeren bu gruptaki besinler (buğday, pirinç, mısır ve bunlardan yapılan ekmek, makarna, bulgur, şehriye…) günlük enerjinin esas kaynağını oluşturmaktadır. Bu grup niasin, tiamin gibi B vitaminleri ve enerji sağlamaktadır. Kişiler aktivite ve ağırlık durumlarına göre bu gruptan tüketmelidirler. Kilosu normal ve orta düzeyde aktivite yapan kişilerin, bu gruptan günde 4 – 6 porsiyon tüketmeleri yeterlidir. 3 – 5 yemek kaşığı pilav veya makarna, 1 kase çorba, 1 dilim börek 1?er porsiyon kabul edilmektedir. Her öğünde 1 – 2 dilim ekmek ve öğünlerde pilav veya makarna yenmesi ile bu gruba olan gereksinim karşılanabilmektedir.

Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayabilmek için, görevleri farklı olan bu 4 temel besin grubundan her öğün, bu mümkün değilse, her öğün belirli miktarlarda tüketilmelidir. Çeşitli besinler birlikte tüketildiğinde, besin öğeleri birbirinin etkisini arttırmakta, vücuda daha yararlı duruma gelmektedirler. Sinerjik etki adı verilen bu özelliğe en iyi örneklerden biri, yeterli alınan C vitamininin demirin emilimini arttırmasıdır. Örneğin, kahvaltıda yenen yumurtadaki demirin emilimi, içilen taze sıkılmış portakal suyu ile arttırılabilmektedir.

Bir gruptaki yiyeceklerden çok fazla alıp, diğer gruptakilerden çok az veya hiç almayan kimseler, dengesiz besleniyor demektir. Örneğin günlük yiyecekleri daha çok et, hamur işleri, pirinç, bulgur ve tatlılar olan, taze sebze ve meyvelerden yemeyen bir kimse vitaminlerin ve minerallerin bazılarını yeteri kadar sağlayamaz. Bunun yanında, herhangi bir meyveden çok fazla yemenin de bir yararı yoktur. Günlük yiyeceklerimiz seçilirken, her gruptaki yiyeceklerden gösterilen miktarlar kadar almak, yetersiz ve dengesiz beslenmenin önlenmesi için gereklidir.

Bu 4 grupta belirtilmeyen, fakat yiyeceklerimize lezzet vermek için kullandığımız yağlar, şekerler ve baharatlar vardır. Şeker, vücuda sadece enerji sağladığı için, fazla şeker yemek kişiyi dengesiz beslenmeye götürür. Bal, pekmez, reçel ve marmelat gibi yiyecekler, şeker yerini tutar. Beden hareketi çok olan işçiler ve sporcular her yemekte tatlı yiyebilirler.

Günlük yediğimiz yağların aşağı yukarı yarısı, yiyeceklerimizin bileşiminden gelir. Özellikle et ve benzeri yiyeceklerle; fındık, fıstık, badem, ceviz, süt, peynir, zeytin, yumurta gibi yiyeceklerin kullanıldığı yemeklere ilave olarak yağ koymaya gerek yoktur. Kahvaltılarda ve yemeklerde kullandığımız yağlar katı veya sıvı olabilir. Katı ve sıvı yağlardan dengeli bir şekilde yenmelidir. Günlük bir kişinin alacağı yağ miktarı 20-30 g. (2-3 silme yemek kaşığı) kadardır. Bu yağın yarısı, bitkisel sıvı yağlardan olmalıdır.

Dengeli Mönü Örnekleri

Kuru fasulye (et), Pirinç pilavı (tahıl), Yoğurt (süt), Elma (sebze-meyve)
Izgara köfte (et), Makarna (tahıl), Ayran (süt), Yeşil Salata (sebze-meyve)
Etli nohut (et), Bulgur pilavı (tahıl), Cacık (süt + sebze-meyve)
Etli biber dolma (et, tahıl, sebze-meyve), Yoğurt (süt)

Dengesiz Mönü Örnekleri

Ekmek arası köfte, Ayran (sebze-meyve eksik)
Zeytinyağlı taze fasulye, Marul salata, Yoğurt (et ve tahıl grubu eksik)
Sebze çorba, Makarna, Yeşil salata (et ve süt grubu eksik)
Pirinçli sebze çorbası, Üzüm, Ekmek (süt grubu eksik)

FİZİKSEL AKTİVİTENİN METABOLİZMAYA ETKİLERİ VE FİZİKSEL AKTİVİTELERİN GRUPLANDIRILMASI

Yazar tarih Eki 7th, 2008

FİZİKSEL AKTİVİTENİN METABOLİZMAYA ETKİLERİ

Bazal metabolizmaya ek olarak, günlük uğraşlar için enerji harcanır. Etkinlik için harcanan enerji miktarı hareketin ya da işin türüne, süresine, bireyin becerisine, vücut ağırlığı ve cinsiyet gibi özelliklere göre değişir. Günlük enerji gereksinmesini, yalnız çalışma durumu ya da mesleğe göre belirlemek yanıltıcı olabilir. Çünkü, hafif işte çalışan bir insanın iş dışı yaşantısı çok hareketli olabilir, bu da enerji ihtiyacını artırır. Bunun için, uyku dışındaki zamanın etkinlik durumuna göre gruplandırılması, bu etkinliklerin gerektirdiği enerji harcamasına göre günlük enerji ihtiyacının belirlenmesi gerekir.
TOPLAM ENERJİ İHTİYACI VE FİZİKSEL AKTİVİTELERİN GRUPLANDIRILMASI

Bireyin günlük enerji ihtiyacı; bazal metabolizma, fiziksel etkinlikler ve besinlerin ısısal etkisi için harcanan enerjinin toplamı kadardır. İlgili şekil ve tablolardan yararlanarak bazal metabolizma için harcanan enerji miktarı hesaplanır. Fiziksel etkinlikler ve meslekler çok çeşitlidir; bunların her biri için ne kadar enerji gerektirdiğini bulmak ve buna göre enerji ihtiyacını hesaplamak zordur. Bu nedenle, uygulamayı kolaylaştırmak için, yapılan iş ve uğraşlar enerji harcamasına göre gruplandırılmıştır. Belirli yaş ve durumdaki kadın ve erkeklerin enerji harcaması belirlenmiştir. Bu örneklerden yararlanarak, değişik yaş ve durumdaki bireylerin günlük enerji ihtiyacı hesaplanabilir.

Toplam için enerji ihtiyacının belirlenmesinde kullanılmak üzere Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım ile Sağlık Örgütü Uzmanlar Kurulu, toplumun yetişkinlerini simgeleyecek özellikte erkek ve kadını örnek olarak almış ve onların enerji harcamasını belirlemiştir.

Aynı yaş ve ağırlıkta bile olsa, toplumdaki yetişkinlerin özellikleri, çalışma durumu ve süresi, dolayısıyla enerji ihtiyacı örnek kadın ve erkeğinkinden farklılık gösterir. Ancak, bu tablodaki değerlerden yararlanılarak, değişik özellikte ve işte çalışanların enerji ihtiyacı hesaplanabilir. Bunun için, iş ve iş dışı uğraşın hangi gruba girdiğinin ve süresinin bilinmesi gerekir. Meslek, iş ve iş dışı uğraşlar çok çeşitlidir. Bunların her birinin gerektirdiği enerji harcaması farklı olduğu gibi, aynı tür işin yapılması için harcanan enerji miktarı bile bireysel özelliklere, yapılma şekline, kullanılan araca göre de farklılık gösterir. Bu yüzden, fiziksel etkinlikleri enerji harcamasına göre kesin olarak gruplandırmak zordur. Ancak, enerji ihtiyacını hesaplamada, uygulama kolaylığı ve görüş kazandırmak için, fiziksel etkinler enerji harcamasına göre dört grupta toplanabilir. Çeşitli meslek ve çalışma durumlarında olan kişilerin dakikada harcadıkları enerji miktarı aşağıda gösterilmektedir. Belirtilen değerlere bazal metabolizma hızları dahildir.

a. Hafif İşler: Erkek dakikada 1.99 kkal, kadın 1.5 kkal harcamaktadır.
Erkekler: Büro işleri, avukat, hekim, mimar, muhasebeci, memur, öğretmen, tezgahtar
Kadınlar: Büro işleri, araç kullanarak yapılan ev işleri

b. Orta Aktivite: Erkek dakikada 3.16 kkal, kadın 2.03 kkal harcamaktadır.
Erkekler: Hafif endüstri işçisi, vasıfsız işçi, öğrenci, balıkçı, rutin hizmet yapan erler, araç kullanan tarım işçisi
Kadınlar: Hafif endüstri işçisi, araçsız ev işi gören kadın, öğrenci, büyük mağaza işçisi, araç kullanan tarım işçisi

c. Ağır Aktivite: Erkek dakikada 4.45 kkal, kadın 2.54 kkal harcamaktadır.
Erkekler: Ağır tarım işçisi, ağır inşaat işçisi, amele, orman işçisi, ağır askerlik hizmeti yapan, maden ve ağır sanayi işçisi, yorucu atletizm ve spor faaliyeti yapan
Kadınlar: Ağır tarım işçisi, yorucu endüstri işçisi, balerin, yorucu atletizm ve spor faaliyeti yapan

d. Çok Ağır-Aşırı Aktivite: Erkek dakikada 6.22 kkal, kadın 3.21 kkal harcamak¬tadır
Erkekler: Baltacı kazmacı, demirci, nalbant, hamal, yük arabası çekicisi
Kadınlar: Ağır inşaat işçisi, çok ağır tarım işçisi

 

FOSFOR

Yazar tarih Eki 7th, 2008

a-) Önemi ve Görevi

Kalsiyumdan sonra vücutta en çok bulunan minareldir. Yeni doğmuş bebeğin vücudunda ortalama 16-18 gram, yetişkinlerde ise 600-900 gram arasında fosfor bulunur. Vücutta ki fosforun ortalama %80 i kalsiyum ile birlikte kemik ve dişlere yerleşmiştir. Geri kalanı; öteki vücut sıvıları, kas, beyin, sinirler ve öteki dokularda bulunur. Fosforun %10 kadarı protein , lipit ve karbonhidratlarla birleşmiş durumdadır; bir kısmı enzim ve yardımcı enzimlerin yapısındadır.

Fosforun vücutta çalışmasında başlıca görevleri şunlardır:

1-)Kalsiyum ile birlikte kemik ve dişlerin yapı maddesidir.

2-) Nükleik asitlerin yapısında bulunur.

3-) Fosfolipit, fosfotprotein, yüksek enerji sağlayan ATP gibi maddelerin birçok koenzimin bileşiminde fosfor bulunur.

4-) Kanda ve öteki vücut sıvılarındaki fosfat iyonları tonponluk yaparak nötürlük düzeninin korunmasına yardım eder.

b-) İhtiyaç ve Kaynakları

Günlük fosfor gereksinmesi kalsiyum ihtiyacı kadardır. Yalnız, bebekler için önerilen fosfor miktarı kalsiyum için önerilen miktardan azdır. Bebeklerin günde 0-6 ay arasında 240mg. , 6 aydan 1 yaşına kadarda 360mg. Fosfor almaları önrilmiştir.

Fosfor her hücrede bulunur. Bu minarel, kalsiyum ve proteince zengin besinlerde yaygındır. Fosforun en iyi kaynakları etler, organ etleri, yumurta, süt ürünleri, süt ve türevleri, kuru baklagiller, yağlı tohumlar ve tahıl gibi besinlerdir. Arıtılmış olanların dışında hemen her besinde ve daha çok tohumlarında az yada çok fosfor vardır.

Fosfor ve kalsiyum; İytiyaç, kaynakları, vücüt çalışmasındaki görevleri yönünden birbirine benzerler. Fosforun emilmeside kalsiyumda olduğu gibidir. Kalsiyumun emilmesini kolaylaştıran ve zorlaştıran etmenler fosfor için de geçerlidir. Ancak, fosforun emilim oranı daha yüksek ve %70 dolayındadır.

FLUORİD,K VİTAMİNİ

Yazar tarih Eki 7th, 2008

FLUORİD

Fluoridin Önemi ve Görevleri:
Fluorid, insan vücudunda az miktarda bulunur. Daha çok kemik ve dişlerde yerleşmiştir. Tiroit bezinde ve deride de çok az miktarda fluorid belirlenmiştir. devamı »

ESKISEHIR

Yazar tarih Eki 7th, 2008

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 13.652 km²
Nüfus: 641.057 (1990)

İl Trafik No: 26

İsa’dan önce birinci bin yılda Porsuk Nehri kıyılarında Frigyalılar tarafından kurulan Eskişehir Türkiye’nin en önemli yol kavşaklarından birisidir.

Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi tarihi kişileri yetiştiren Eskişehir Lületaşı, çeşitli haslıklara iyi gelen sıcak su kaynakları ile de ünlüdür.

Eskişehir kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, mutfağı ve alışveriş olanakları ile önemli bir turizm çekim merkezi olmayı hedeflemektedir.

İLÇELER:

Eskişehir ilinin ilçeleri; Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Han, İnönü, Mahmudiye, Mihalgazi, Mihalıççık, Seyitgazi ve Sivrihisar’dır.

Seyitgazi: Zengin bir tarihi olan Seyitgazi’nin 18 km. güneydoğusunda, Bardakçı köyünde, güneye inen antik yol üzerinde Roma Çağı’nda kurulmuş, Bizans Çağı’nda da önemini korumuş bir dini merkezi olan Santabaris antik kenti bulunmaktadır.

İlçenin Üçler tepesinin doğuya bakan yamaçları üzerinde 150 m. yüksekliğindeki 1207-1208 tarihlerinde 1.Alaattin Keykubad’ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırılan Seyyit Battal Gazi Külliyesi (cami, türbe ve imarethaneler) yer almaktadır. 1511-1517 tarihleri arasında Osmanlılar tarafından eklenen medrese binaları ilçenin tarihi dokusunu zenginleştirmiştir. İlçeye 7 km. uzaklıktaki Arslanbeyli Köyü’nde yer alan Sücaeddin – i Veli Türbesi, İki Çeşme mahallesinde Selçuklu Hamamı’nı önemli tarihi eserler arasında saymak mümkündür.

Han: Eskişehir’e 86 km. uzaklıkta antik yol üzerinde bulunan ilçe Romalılar tarafından kurulmuştur. Bizans Çağı’nda dini bir yerleşme alanı olan ilçede toprak altındaki yumuşak kaya mezarları bulunmuştur. devamı »

ERZURUM

Yazar tarih Eki 7th, 2008

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 25.066 km²

Nüfus: 848.201 (1990)

İl Trafik No: 25

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kenti olan Erzurum oldukça eski bir yerleşim birimidir. Palandöken Dağı eteklerinde kurulu olan kent son yıllarda kış turizmi açısından büyük önem kazanmıştır. Tarihi yönden çok zengin bir çok eseri barındıran ve adeta bir kültür merkezine benzeyen kent günümüzde önemli bir turizm potansiyeli taşımaktadır.

İLÇELER

Erzurum (merkez), Aşkale, Çat, Hınıs, Horasan, Ilıca, İspir, Karaçoban, Karayazı, Köprüköy, Narman, Oltu, Olur, Pasinler, Pazaryolu, Şenkaya, Tekman, Tortum, Uzundere.

Pasinler: Pasinler ilçesi, IV. yy.da Bizanslıların, 615 yılında Arapların, 1084 yılında ise Türklerin eline geçmiştir.
Pasinler’de bulunan 3702 kişi kapasiteli, 39 derece su sıcaklığı olan termal tesis, ilçe dışından gelen hastalara konaklama hizmetiyle birlikte; böbrek,sindirim sistemi, idrar yolları, romatizma, siyatik, lumbago, nevralji ve çeşitli kadın hastalıklarının tedavisinde olumlu etki yapmaktadır. devamı »

Erzincan

Yazar tarih Eki 7th, 2008

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 11.903 km²

Nüfus: 299.251 (1990)

İl Trafik No: 24

Doğu Anadolu Bölgesi’nde Fırat’ın yukarı kısmında yer alan Erzincan, Anadolu’nun en eski kültür merkezlerinden birisidir. Tarihi ipek yolu güzergahında yer alan kent Hitit, Urartu, Med, Pers, Hellen, Roma egemenliğinde kalmış, Malazgirt Zaferinden sonra Türk ve Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Erzincan kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, coğrafyası, mutfağı ve alışveriş olanakları ile tam bir turizm cennetidir. devamı »

Günümüzde Aşcılık ve Dünya Mutfakları

Yazar tarih Eki 7th, 2008

Son yüzyılda gelişen teknoloji sayesinde haberleşme ve ulaşım kolaylaştıkça farklı kültürler birbirlerini yakından tanıyıp kaynaştılar. İnsanları birleştiren önemli etkenlerden biri de yiyecekler ve yemekler konusu oldu.

Dünyanın artan nüfusunun besin gereksinimini karşılayabilmek için tarım alanında büyük aşamalar yapılmakta, denizden ve başka kaynaklardan yararlanarak yeni besin maddeleri bulunmaktadır.
Her ülkenin mutfağının temel özelliklerini bulundukları coğrafyanın karakteri belirlemektedir. İnsanlar yaşadıkları bölgeye göre kullanabildikleri yiyecekleri mutfaklarında uygulamışlardır. devamı »

OTELDE VE MUTFAKTA GÜVENLİK

Yazar tarih Eki 7th, 2008

(1) Yiyecek servisinde güvenlik:

(a) Yapılan bir araştırma, yemek servislerindeki kazaların %83? ünün dikkatsizlik, görevlinin işini yaparken aceleci davranması, işine başlarken gerekli ve doğru bilgiyi tam olarak almamasının olduğunu ortaya koymaktadır.

(b) Bu kazaların;

(I) %34? ü yemek servisi sırasında,

(II) %21? i pişirmeden önceki hazırlıklar sırasında,

(III) %16? sı araç-gereçlerden,

(IV) %12?si ise pişirme sırasında olmaktadır.

(c) Dolayısıyla alınacak önlemlere verilecek ağırlık da bu oranlarla paralellik kuracak biçimde olmalıdır.
(ç) Yemek servisinin, sürekli idarenin istediği kadar sağlıklı, temiz olması gerektiği söylenir. Bundan dolayı güvenlik de aynı derecede olmalı, en büyük sorumluğu idare yüklenmelidir. Görevliler, idarenin olumlu çabalarına tanık olur, iyi bir güvenlik programına yürürlüğü koyma gayret ve iyi niyetini görürse, kısa bir süre için azla da yetinebilir. Çünkü daha çok sıhhi önlemler talep etme hakları vardır.
(d) Bölümlerdeki bütün bireylere güvenlikle ilgili belli bir sorumluluk verilmesi önerilen bir yoldur. İdare ayrıca güvenlik planları, eğitim ve acil yardım planları kurmalı, personeli güvenlik konusunda eğitmek için zaman ayırmalıdır.
(e) Sağlıklı bir güvenlik programı kurmak için aşağıdaki adımlar öne sürülebilir.
(I) Binadaki gereksinimleri öğrenmek için teftiş etmek, yetkili kişilerden yararlanmak,

(II) Sorunlar üzerinde çalışacak bir güvenlik komitesi kurmak, yetkili kişilerden yararlanmak,

(III) Bu çalışmalarda her adın mümkün kurmak,

(IV) Koruma ve bakım için kayıt sistemi kurmak,

(V) Güvenlik konusundaki çalışmalara, görevlilerin istekli biçimde katılmalarını da sağlayacak bir eğitim programı uygulamak,

(VI) Sağlık raporlarını ve düzenlik yapılacak sağlık kontrolleri için bir program düzenlemek,

(VII) Tehlike yaratabilecek sorunlar için yapılacak araştırma ve analizlerin her adımını belirlemek,

(VIII) İleriye dönük çalışmalar için program yapmak.

(2) Tesisatta güvenlik:

(a) Çalışan personel olarak bizler herhangi bir kaza olasılığına karşı ne kadar hazırlıklı olursak olalım, eğer içinde bulunduğumuz mekân belli özellikler taşımıyorsa aldığımız önlemler yararsız kalabilir.

(b) Bu mekânlar ve mekânlardaki teçhizatın özellikleri sıralanmak istenilirse, ana çizgileriyle şunlar önerilebilir.

(I) Yerler: Kaynayan tipte, sert ve düz olmalıdır.

(II) Merdivenler: Sahanlıklar ve trabzanları doğru yerde, geçişe elverişli genişlikte olmalıdır. Tarabzanlar personelin düşmesini önleyecek yükseklikte olmalıdır.

(III) Koridorlar: Geçiş için yeterli genişlikte olması şarttır. Görüş olanağı vermeyen köşeleri ve iş sahalarına açılan kapıları olmamalıdır. Yemek servisi olan koridora giriş ve çıkış en kısa yoldan olmalıdır. Koridorlarda ve geçitlerde açık olan kapılar kazalara neden olabilir. Eğer açık durmaları gereken kapılar varsa kendiliğinden açılıp kapanan kapılar tercih edilmelidir. İş alanlarına çıkan bütün kapılar cam pencereli olmalı, dışarıya açılan kapıların hepsinin girişlerinde aydınlatma olmalıdır.

(IV) İlk yardım malzemeleri ve alarm sistemleri: Portatif soğutucularda, dondurucularda ve depo bölümlerinde bulundurulmalıdır.

(V) Depo: Çöpten, süprüntülerden, atıklardan tamamen uzak bir yerde olmalıdır. Depo alanlarında kazalar olağandır. Çünkü ağır parçaların kaldırıldığı, taşındığı bölümdür ve her an düşme tehlikesi vardır; yaralanmalar olabilir, malzemeler tahrip olabilir. Bundan dolayı depolanacak malzemeleri taşıyacak nitelikte raf sistemi kurulmalıdır. Raflar; malzemeler sıkıştırılmadan 4-5 cm. aralıklı, rahat alıp koymaya uygun şekilde düzenlenmelidir. Raflara her noktadan uzanılabilmelidir. Ağır parçaların aşağıdaki raflara konulması yararlıdır. Depo; paletleri alabilmek ve açabilmek için görevlilerin rahatça hareket edebilecekleri genişlikte olmalıdır. Kanatlı ve yaylı kapılar görevlilerin arabayla yaptıkları taşımalarda kolaylık sağlar.

(VI) Isıtma teçhizatı: Çok doğru bir şekilde izole edilmelidir.

(VII) Buhar boruları: İzole edilmesi ve gerekli kontrolün sağlanması gerekmektedir.

(VIII) Elektrikli teçhizat: Uygun sigortanın ve kabloların kurulması ve kurulan hattın beklenen yükü taşıyıp taşımayacağı denetlenmelidir.

(IX) Gaz tesisatı: Doğru yerleştirilmesini sağlamak önemlidir.

Bu arada, doğru biçimde yapılan temizlik ve bakımın önemini hemen belirtelim. Bu konuda geliştirilecek bir program çok yararlı olabilir. Görevliler sorun yaratabilecek herhangi bir durumu derhal rapor etmeli, kâğıt, çöp gibi atıkları derhal toplayıp kaldırmalıdır. Temizlikte kaygan olmayan cilalar ve parlatıcılar tercih edilir.

(3) Hizmette güvenlik:

(a) Çalıştığımız mekânlardaki genel özellikler bu şekilde belirtildikten sonra aşağıdaki soru sorulabilir.

(b) Kazaların çoğunlukla insani hatalardan kaynaklandığı bilinmektedir. Kaza olma olasılığına karşı son derece dikkatli ve tedbirli olunmalıdır. Bu durumda özellikle dikkat edilmesi gereken konular maddeler halinde şöyle sıralanabilir;

(I) Personel, yapılan işe ve güvenliğe uygun giysiler giymeli ve bu giysiler şu özelliklere sahip olmalıdır;

(aa) Rahat ve ayağa uygun gelen ayakkabılar giyilmelidir.

(bb) Hareket halinde bir alete takılıp kazaya neden olabilecek, bol, açık kollu giysiler ile kuşak ya da benzeri şeylerin bulunduğu tüm kıyafetlerden kaçınılmalıdır.

(cc) Başlara bir görev şapkası ya da bone takılmalıdır.

(çç) İşin gerektirdiği hallerde eldiven ya da tutacak kullanılmadır.

(II) Ağırlıkla ilgili şu hususlara dikkat edilmelidir.

(aa) Mümkün olduğunca erkekler 23 kg, kadınlar 15 kg.dan fazla ağırlık kaldırmamalıdır.

(bb) Ağır bir şeyin taşınmasında yardım istenmeli, mümkünse taşıma arabası kullanılmalıdır.

(cc) Ağır parça hareket ettirilmeden önce yerleştirileceği yer saptanıp hazırlanmış olmalıdır.

(çç) Bir defadan fazla ağırlık kaldırılmamalı. Arada durup dinlemelidir. Yorgunluk ya da aşırı çalışma, ani ağrılara ve kazalara neden olabilir.

(III) Unutulmamalıdır ki, bir parça indirilirken ne kadar ağırsa kaldırılırken de o kadar ağırdır.

(aa) Bir iş için gerekli ekipman ve aletlerin olup olmadığı kesin bilinmelidir.

(bb) Çalışma ortamı düzenli tertipli olmalı, çekmeceler ve kutular kapalı tutulmalıdır.

(IV) İşini layıkıyla bilen servis ve yemek görevlilerin her şeyi yerli yerinde olduğu, çalışmaya başlanacağı zaman ortamın temiz ve organize edilmiş olduğu anlamında kullandıkları ?yerleştirmek? , ?yerine koymak? anlamına gelen MISE EN PLACE dedikleri bir terim vardır. MISE EN PLACE turizmde önemli bir olgudur. Sunuş biçimidir, zarafettir. Ne yapıldığı ya da ne söylendiği değil, nasıl yapıldığı ya da nasıl söylendiği önemlidir, diye bir söz vardır. Bu ?nasıl? o işi yaparken de dikkatli, düzenli kazalara neden olmadan yapmanın birinci şartıdır.

(V) Profesyonel eleman çabuk doğru kendini ve başkalarını tehlikeye düşürmeden çalışan kişidir. Çünkü çalışırken tehlikeyi gözetir, anında bertaraf eder. Kazanın nerede ve nasıl olabileceğini bilir; ritmik ve düzenli hareket eder.

(VI) Profesyonel eleman nadiren aceleci davranır; hiçbir zaman koşmaz; hele bunu bir at yarışı haline getirmekten her zaman kaçınır.

(VII) Bazı görevlilerin daha sık kaza yapmaları en basit güvenlik kuralların uymamaları; gerekli ve uygun sırayı takip etmemeleri yüzündendir.

(VIII) Çok hızlı çalışmak, çok fazla iş çıkarmak anlamına gelmez. Sakin çakılmak daha verimlidir.

(IX) Bir araştırmaya göre, yemek servisinde çalışanların %25 inde göz bozukluğu saptanmıştır. Oysa pek çok görevli, gözlüğe ihtiyacı olduğu halde kullanmayı ihmal etmektedir. Bu kişilerden biri olmamaya dikkat!….

(X) Deneyimli elemanların yapmaktan kaçındıkları davranışların tümünü sıralamak kuşkusuz güç, gidermek belki gereksizdir. Ancak örnek oluşturması amacıyla kimi davranışlardan söz etmek yararlı olabilir.

(XI) Deneyimli görevliler:

(aa) Doğal olarak kendilerine güvenli çalışırlar.

(bb) Örneğin tava saplarını dışarıda bırakmazlar.

(cc) Tencere saplarını ateşten uzak tutarlar ısınmış sapları çıplak elle tutmazlar.

(çç) Sıcak maddeleri tutarken ıslak bez kullanmazlar.

(dd) Kaynatma kaplarını taşmayacak şekilde doldururlar.

(ee) Sıçrayan yağları hemen silerek kayma ve düşmeleri önlerler.

(ff) Tutuşan ve yanıcı maddeleri pişirme yaptıkları bölümde bulundurmazlar.

(gg) Sıcak yağları dikkatle tutarlar.

(ğğ) Kesici aletlerin y da kırık camların tehlikelerinden haberdardırlar; cam ya da porselen yerine plastik ya da kâğıt malzemelerden kullanırlar.

(hh) Bıçakla çalışmada, sağlık kurallarına özel bir dikkat ve özen gösterirler.

(XII) Bu bilgilerin ışığında, uygulamada kimi öneriler geliştirmeye çalışırsak, şöyle bir liste çıkarılabilir.;

(aa) Tepsileri doldurup boşaltırken, güvenlik açısından kontrol edin.

(bb) Bir tepsiyi doldururken önce orta bölümüne en ağır parçaları sonra taşıyanın en uzak noktasına son olarak kalan parçaları taşıyana yakın kısmına koyarak devrilme tehlikesini en aza indirin.

(cc) Parçaları bitişik koyarak kaymaları önleyin, kâğıt ya da bez peçete kullanarak kaymalar önlenebilir.

(çç) Bitişik yerleştirildiği zaman düzgün durmayan parçaları yan yana koyun.

(dd) Tepsiyi göğüs ya da omuz hizasında ve omuzun dışında taşımak yerinde olur. Parmaklar üzerinde taşınan tepsiye daha iyi hâkim olunur; çok fazla parçayı bir seferde taşımaktan kaçınılmalıdır.

(ee) Porselenlerin rafları derin ve sağlam olmalı üst üste çok yüksek yığılmamalıdır.

(ff) Cam eşyaları iç içe koymamaya çalışın.

(gg) Fincan ve bardakları, onların yıkanmalarına uygun raflarda (reck) yıkayıp baş aşağı muhafaza edin.

(ğğ) Eğer porselen ya da cam kırılırsa, süpürge ya da fırça ile parçaları bir küreğe toplayıp, özel bir çöp kutusuna atın. Bu tip çöp kutularına asla el sokmayın.

(hh) Ucu kırılmış ya da çatlak parçaları serviste bulundurmayın.

(ıı) Ani ısı değişiklikleri cam eşyaları kırabilir, dikkat edin.

(XIII) Servis bölümünde güvenlik önlemlerine iki kat daha fazla gereksinim vardır. Acil durumlarda orda bulunanların rahatı ve korunmaları, her şeyden önce gelir. Bu durumda önce ortamı boşaltmak gerekebilir.

(XIV) Servis ve yemek bölümünde en çok görülen kazalar sıcak sıvıların dökülmesiyle meydana gelen yanma olaylarıdır. Bunları önlemek için;

(aa) Kesici malzemeler ve çok sıcak tabaklar orada bulunanların değebilecekleri ya da alabilecekleri şekilde tezgâh üzerinde bırakılmamalıdır.

(bb) Sıcak tabakları, konuğun güvenlikle alabilmesi için çok doldurmayın ve bir servis altında verin.

(cc) Yerlerde kayıp düşmelere neden olabilecek yağ lekeleri ya da benzeri şeylerin olup olmadığını kontrol edin. Varsa hemen temizleyin.

(çç) Temizleme için gerekli malzeme gelinceye kadar oraya bir sandalye ya da benzeri bir şey koyarak tehlikeyi önleyin.

(XV) Servis bölümünde deneyimli personel ile deneyimsiz personel arasında güvenlikle ilgili birçok davranış farklılıkları vardır. Bunların en önemlileri şöyle sıralanabilir;

(aa) Olaylar karşısında soğukkanlılık ve her türlü telaştan uzak durmak. Bu tip davranışların aksi yöndeki tutum ve davranışlar, işleri iyice karmaşıklığa itmekte ve küçük boyutlu olayları daha tehlikeli durumlara sokabilmektedir.

(bb) Mesleki bilgi ve deneyimin verdiği güvenle çıkması muhtemel olayları önceden sezebilmek ve önlemleri buna göre almak.

(cc) Konukların başına gelebilecek kazalarla ilgilenmek, uygun önlemleri almak.

(çç) Çalışma esnasında herhangi bir kazaya veya istenmeyen bir olaya sebep olabilecek giyim tarzından kaçınmak.

(dd) Uygun olmayan ve yakışık almayan aksesuar ve kişisel süslerden uzak durmak.

(ee) Her zaman kişisel hijyenin kusursuz olmasını sağlamak.

(ff) Teçhizatı kilere, mutfağa götürerek gerekli özen ve dikkat gösterilerek, çarpma ve devrilmeyle doğabilecek kazalara meydan vermemek.

(gg) Servis arabası, masası, tepsisinde gerekli olan teçhizatı seçme ve düzenlemede dikkatli davranmak.

(ğğ) Sipariş edilen yiyecek ve içeceklere göre, servis arabasını, tepsisini odaya taşırken ve konuklara sunarken gerekli dikkati göstermek.

(hh) Katların ve odaların planını bilmek, çeşitli türden temizlik teçhizatının kullanım yerlerini ve zamanını iyi tayin etmek.

(ıı) Çeşitli türde temizlik malzemesi, aracı ve teçhizatının etkilerini, güvenlik ve hijyen koşullarını bilmek, malzemelerin konukları rahatsız edecek yerlerde durmasını önlemek.

(4) Yangın ve önlemleri:

Otellerde yangın riski ve buna ilişkin önlemler ile yangın konusundaki ulusal ve uluslar arası ilkeler bir önceki ünitede belirtilmiş olmakla beraber konuğun önemi ve duyarlılığı, önlemlere ilişkin dikkat göstermesi gereken hususlara bir kez daha değinilmesi gerekmektedir.

(a) Yangın nasıl oluşur?

Yangının oluşması için şu üç şeyin bir arada olması gerekli:

(I) Tutuşabilir herhangi bir madde,

(II) Isı,

(III) Oksijen.

(b) Bunlardan herhangi biri olmadan yangın başlayamaz. O zaman, yangına neden olmamak için şu kural konulmalıdır. Yanıcı maddeler, açık aleve 1,5 metreden daha yakına kesinlikle bırakılmamalıdır ve özellikle yemek servisindeki tesisatlarda, sürekli olarak yukarıdaki 3 faktörün olup olmadığı denetlenmelidir.

(c) Genel hatlarıyla, bir yangın güvenlik programı yapılmalı ve şunları içermelidir.

(I) Yangından kaçınmak için gereksinim duyulan güvenlik faktörleri,

(II) Gerekli denetimler ve raporlar,

(III) Yapılacak bir planla görevlilere gösterilecek ve aşağıdaki hususları içerecek eğitim programları;

(aa) Yangının oluşmasını önleme eğitimi,

(bb) Yangınla mücadele ve başkalarını koruma eğitimi,

(cc) Nasıl ve kimin tarafından alarm verileceği eğitimi,

(çç) Yangınla nasıl mücadele edileceği eğitimi,

(dd) Bu faaliyetler esnasında gerekli araç-gereçlerin nerede olduğunun ve nasıl kullanılacağının eğitimi.

(IV) Tahliye (boşaltma) planının uygulama eğitimi.

(ç) Yukarıda belirtilen eğitim konularını içeren bir programda, görevlilere sorumlulukları aşağıdaki şekilde bildirilebilir;

(I) Yazılı eğitim,

(II) İlan tahtalarına asılacak bilgiler,

(III) Toplantı ve görüşmeler,

(IV) Tatbikatlar.

(d) Görevlilerin neden sorumlu olduklarını bilmeleri çok önemli ve gereklidir. Bu sorumluluk yangın söndürmeye katkıda bulunmak ya da yalnızca kişilerin mekânı terk etmelerini sağlamak da olabilir. Bu etkinlikler de en az söndürme çalışmaları kadar önemlidir ve iş bölümünün önemini vurgular.

(e) Zaman yangın önlemlerinde çok önemlidir. Küçük bir olay faciaya dönüşebilir. Zaman yitirmen yangının yayılma yollarına ve gelen hava kaynaklarına engel olunmalıdır. Yangın kapılarının, merdivenlerinin ve diğer yangından korunma olanaklarının işlerliği ve yeterliliğini sık sık kontrol etmek, bir tesis personelinin birinci görevidir. Gaz ya da benzeri yanıcı madde kokuları tanınıp anında ilgililer uyarılmalı ve rapor edilmelidir.

(f) Bir başka önemli konu da yangın tiplerini bilmek, anlayabilmek ve yangının özelliğine göre mücadeleyi sürdürmek gerekliliğidir. 3 çeşit yangın vardır ve her biriyle ayrı şekilde mücadele edilir.

(I) A sınıfı yangın basit, tutuşabilir bir maddenin yanmasıdır. Bu tür yangında su bazında olan söndürücüler kullanılır. Bunlar değişil su tankları olabilir (1 tank için yemek servisi sahasında yaklaşık 112 metrekare yere ihtiyaç vardır).

(II) B sınıfı yangın gaz, petrol, yağ ve benzin gibi maddelerin yanmasıdır. Bu tür yangın, oksijeniz bırakılarak söndürülebilir. Bu bir battaniye ve/veya bir tencere kapağı kullanılarak yapılabilir. Kimyasal madde, karbondioksit, köpük püskürten yangın söndürme cihazları kullanılabilir.

(III) C sınıfı yangın, elektrikte bir kısa devreyle, çok ısınmış bir elektrik motoru nedeniyle ve elektriğe bağlı başka nedenlerle oluşabilir. Bununla birlikte, yağ gibi çabuk tutuşabilen bir maddenin de varlığı bu tip yangınlarda sıklıkla görülmektedir. Bu tür yangınlarda iletken olmayan söndürücüler gereklidir. Bundan dolayı su bazında söndürücüler kullanmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Kuru kimyasal maddeler ve karbon dioksit içeren söndürücüler tercih edilir. Karbondioksit, yiyeceklere hiçbir zararı olmayan en iyi yangın söndürücüdür. 9?11 kg.lık küçük yangın söndürücüleri yerden en fazla 1.50 cm. yüksekliğe yerleştirilmelidir. Daha büyük söndürücüler ise yerden en fazla 1m. yükseklikte olmalıdır.

(IV) Yangın departmanı ya da yangın sigorta şirketi, yangın söndürücülerin ne kadar süre arayla kontrol edilmesi konusunda yardımcı olabilirler. İtfaiye ya da yangın sigorta şirketi elemanlarının yemek servisi departmanını denetlemeleri, kimi öneriler getirmeleri bu konuda tesise büyük kolaylıklar getirebilir.

ETLERIN HAZIRLAMA VE PISIRME ESASLARI

Yazar tarih Eki 6th, 2008

Etlerin Pişirilmesi : Etlerin özelliğine göre yağlı oluşu, bağ dokularının az veya çok oluşu gibi çeşitli pişirme yöntemleri uygulanır. Pişirme ile etlerde bir takım değişiklikler meydana gelir. devamı »

« Önceki - Sonraki »