GIRESUN

Yazar tarih Kas 15th, 2008

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 6.934 km²

Nüfus: 419.256 (2010),

İl Trafik No: 28

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Giresun bir yarımada üzerine kurulmuştur. Giresun, Anadolu’nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı Karadeniz’in inci kentlerinden birisidir. Doğal ve tarihi değerler açısından turizme oldukça elverişli bulunan Giresun’un bakir ormanları, yaylaları ve akarsuları ilgi çekicidir.

İLÇELER:

Giresun ilinin ilçeleri; Alucra, Bulancak, Çamoluk, Çanakçı, Dereli, Doğankent, Espiye, Eynesil, Görele, Güce, Kesap, Piraziz, Şebinkarahisar, Tirebolu ve Yağlıdere’dir.

Alucra: İl merkezine 131 km. uzaklıktadır. Kamışlı Kilisesi, Sivri Tepesi, Gelin Kaya, İkizler Tepesi, Kızlar Kalesi gezilebilecek önemli yerlerdir. Yeşilyurt ve Aktepe köylerinde maden suyu kaynakları bulunmaktadır. Ayrıca Acısu ve Tepesidelik mağaraları meşhurdur. Yaylaları arasında Çakrak, Güllüce ve Akyatak yaylaları önemlidir. Alucra İlçesi yakınında bulunan Tümülüsler muhtemelen devamı »

GAZİANTEP

Yazar tarih Kas 14th, 2008

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 7.642km²

Nüfus: 1.140.594 (1990)

İl Trafik No: 27

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en eski kültür merkezlerinden birisi olan Gaziantep, MÖ 4000 yıllarına kadar uzanan ve ilk uygarlıkların doğduğu, Mezopotamya ve Akdeniz arasında, tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanmıştır.

Antik ulaşım yollarının, stratejik bazı konumların birleştiği, savunmaya ve saldırıya elverişli, antik ticaret yollarının kesiştiği bir kavşakta bulunması ona tarihin bütün safhalarında bir çok medeniyetin göz dikmesine sebep olmuştur. Bu yollar Kahramanmaraş?tan Sakçagözü?ne giden, Urfa, Kalkamış, Dülük, İslahiye, Kilis ve Halep bağlantılı ticaret yollarıdır. .Kieppert , çizmiş olduğu Anadolu haritasında bütün bu yolları göstermiştir.

Kentin jeolojik durumu önemini artırmaktadır. Kommagene sınırları içerisinde kalan Toros Dağları?nda antik dönemde kullanıldığı bilinen bazı maden yatakları vardır. Bu yörede demir madenlerinin işletildiği ve dönem tekniği ile çelik elde edildiğini kitabelerde ifade edilmektedir.

Gaziantep’te Paleotik, Neolotik, Kalkeotik, devamı »

SICAKCI AŞÇI ARANIYOR

Yazar tarih Kas 12th, 2008

ilginiz içintesekkurler ilan kaldırılmıstır

BAYAN SPA RESEPSİYONİSTİ ARANIYOR

Yazar tarih Kas 12th, 2008

ilginiz için    tesekkurler  ilan kaldırılmıstır

HASTALIK KAVRAMI VE HASTALIK ÇEŞİTLERİ

Yazar tarih Kas 12th, 2008

1. HASTALIK KAVRAMI VE HASTALIK ÇEŞİTLERİ

1.1. Hastalık Kavramı

İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram varsa o da hastalıktır. İnsan ile birlikte varlığını sürdüren hatta tüm tarihsel süreçleri birlikte yaşayan ikili; insan ve hastalıktır. İnsanın bulunduğu her yerde mutlaka bir hastalık çeşidi vardır. Hiç kimse hastalanmak istemez,ancak bu, neredeyse imkânsızdır. İnsanoğlu, hastalıklardan korunmak için çaba gösterse de hastalıklar da kendi içinde sanki insanoğluyla rekabet etmektedir.Basit tanımıyla hastalık; ?insan organizmasının çeşitli nedenlerden ruhsal, bedensel ve sosyal dengenin bozulması? olarak ifade edilir. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization), hastalığı ?beden veya zihinde meydana gelen, rahatsızlık, dert ve görev bozukluğuna yol açan belirli bir anormal durum? olarak açıklar. devamı »

ACİL RESEPSİYONİST ARANIYOR

Yazar tarih Kas 12th, 2008

ilginiz içintesekkurler ilan kaldırılmıstır

GUEST RELATION

Yazar tarih Kas 12th, 2008

ilginiz içintesekkurler ilan kaldırılmıstır

YAŞLILIK ÖNCESİ BESLENME VE YAŞLILIĞA HAZIRLANMA

Yazar tarih Kas 11th, 2008

Yaşlanma sürecinde görülen bozuklukların önemli bir bölümünde beslenmenin de rolü vardır. Bu bozuklukların oluşumunu hızlandırdığı ve kolaylaştırdığı sanılan yanlış beslenme şekli düzeltilirse, sorunları daha az bir yaşlılık dönemi geçirilebilir. Yaşam boyu yeterli ve dengeli beslenmenin, yaşlılıkta bazı sorunları azaltıcı rolü olduğu gibi, yaşam süresini etkilediği de söylenebilir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırma sonuçları; yaşam boyu yeterli ve dengeli beslenen hayvanların, böyle beslenemeyenlerden daha geç yaşlandıklarını ve daha uzun süre yaşadıklarını göstermiştir. Benzer durum insanlarda da gözlenmektedir.

Her dönemdeki beslenme şekli, bireyin sonraki dönemde genel durumunu etkiler. Bebelikte beslenmenin çocukluk çağına, çocukluk çağında beslenmenin gençlerin durumunu etkilemesi gibi; yaşlılar, her dönemdeki beslenme ve yaşam biçiminin etkilerini taşırlar. Bu yüzden her yaş grubunun özelliklerine göre beslenmesi, sonraki dönemlere hazırlık yönünden önemlidir. Yaşlanma sürecinde oluşan yetersizlikleri, bozuklukları hafifletme, geciktirme ya da önlemeye yardımcı olmak için, özellikle orta yaşlarda aşağıda belirtilenlere uyulmalıdır: devamı »

YAGLAR VE GIDA MADDELERINE ETKILERI

Yazar tarih Kas 11th, 2008

Yağlar tabiatta bulunan hayvanlarda ve sebzelerde bulunur. Yağlar bir molekül gliserol ile 3 molekül yağ asitlerinin bileşiminden oluşur. Çeşitli yağlı asitler vardır. Çeşitli yağların karakteristiğini gliserol ile karışan değişik yağlı asitler belirler. Maksimum miktarda H atomlarını kapsamında bulunduran yağ asitlerine doymuş yağ asitleri denir. Doymamış yağ asitleri kolaylıkla mikro-organizmaların saldırısına uğrar.
Doymamış yağ asitlerine hidrojen ekleyerek katı duymuş yağ elde edilir. Buda margarin yapımında kullanılır.
Hidrolozis esnasında bazı yağ asitleri çok fena kokular saçar. Moleküller ağırlığı az olan butrik asit süt yağının büyük bir yüzdesini oluşturur. Hidrolozis süresinde ağır ve kuvvetli bir kokusu olur.
Domuz yağı ve bazı sebze yağları (ki moleküller ağırlılıkları yüksek olup stearik ve palmatik asitleri kapsamlarına alırlar.) Hidrolozis sürecinde çok az hoş olmayan kokular neşr ederler.
Kat sıva yağlar kapsamlarına aldıkları yüksek enerji bakımından bitki ve hayvanların en önemli rezerv maddelerini oluşturur. devamı »

YAGLAR

Yazar tarih Kas 8th, 2008


YAĞ METOBOLİZMASINDAKİ BOZULMALAR
Kandaki kolestrol ve yağ seviyesinin artması (hiperlipoproteinemi)arteri oskleroz , enfarktus ve damar içi kanamalar için risk faktörü olarak görülmektedir. Hiperlipoproteinemi bu hastalık için seçilmiş bir tanımlamadır. Çünkü fosfatitler ve kolestrol kandan önce proteinler tarafından taşınmaktadır.
Kandaki kolestrol seviyesinin artmasındaki temel sebebi gıdalarla alınan kolestrol değil, organizmanın sentezlediği kolestroldür. Bu genel olarak kalıtsal metobolizma hastalığıdır. Normal kan kolestrol seviyesi 150 – 200 mlg – 100 ml kadardır. Kan kolestrolunun daha fazla artmasıyla kan damarlarının duvarlarında kolestrol birikmektedir. Bu düzensizlik kan damarlarında kireçlenmeye neden olan kalsiyum depolanmasını ortaya çıkarır . bunun sonucunda kalp krizi meydana gelebilmektedir. Yüksek kolestrol düzeyi diyetik önlemlerle düşürülebilir. Alınacak gıdaların kolestrol oranının düşük tutulmasına dikkat edilmelidir. Bu sebeple yumurta tereyağı sakatatlardan sınırlı tüketim yapılmalıdır. Kolstrol düzeyinin azalmasında lifli gıdalarda etkili olabilmektedir. Meyve ve sebze gibi lifce zengin gıdalar bolca tüketilmelidir. Aynı şek,ilde yulaf ve fasulye gibi suda çözülen lifli maddeler içeren gıdalarda kan kolestrol seviyesini düşürmektedir.

KOLESTROL DÜŞÜRÜCÜ DİYET TAVSİYELERİ devamı »

« Önceki - Sonraki »