CINKO
Yetişkin insan vücudun da ortalama 2 – 3 g kadar çinko bulunur. Bunun önemli kısmı karaciğer, kemikler, epitel dokular, pankreas ve böbreklerdedir. Kanadaki çinkonun % 75?i kan hücrelerindedir.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında çinkonun laboratuar hayvanları için elzem bir besin öğesi olduğu ortaya konmuştur. Bu yıllarda, çinkonun beslenmedeki önemi üzerinde bir çok araştırma yapılmıştır. Bu arada laboratuar hayvanlarında çinko yetersizliği deneysel olarak gösterilmiştir. Çinko yetersizliğinde laboratuar hayvanlarında büyümenin durması, epitel dokuda bozukluklar ve tüylerde anormallikler gibi belirtiler başta gelmektedir. Özefagus ve deride epitel hücrelerin kalınlaşması ve sonuçta tüy dökülmesinde yetersizlik belirtilerindendir. Ağır yetersizlik durumlarında erkek farelere, testislere atrofi ve cinsiyet organlarında küçülmeler görülmüştür. Çinkodan yetersiz yemle beslenen tavuklarda yetersizlik belirtileri fazla görülmemekle birlikte o tavukların yumurtasından çıkan civcivlerde bozukluklar ortaya çıkaktadır. Bu civcivler kısa sürede ölmekte ve doğuştan organ ve iskelet bozuklukları sık görülmektedir. Kuzu ve danalarda deneysel olarak çinko yetersizliği gösterilmiştir. Yetersizlik belirtiler; büyüme geriliği, iştahsızlık ve hiperkeratosiz ve parakeratosiz denen cilt yaraları, eklemlerde şişme ve sertleşme şeklindedir.
Bin dokuz yüz altmış yıllarında, Mısır Arap Cumhuriyeti , Türkiye ve İran?da insanlarda da çinko yetersizliği görüldüğü rapor edilmiştir. Bu ülkelerde yapılan araştırmalarda cücelik, cinsiyet organlarını gelişmemesi (hipogonadizm), karaciğer ve dalak büyümesi (hepatosplenomegali) gibi durumların çinko yetersizliği ile ilgili olduğu sonucuna varılmıştır. Cücelerin kanlarındaki ve idrarlarındaki çinko düzeyi kontrol gurubundakinden daha düşük bulunmuştur. Bu belirtiler, çinko tedavisine, diyette yapılan diğer değiştirmelerden daha olumlu cevap vermişlerdir. Çinko ile tedavi edilenlerde büyüme, cinsiyet organları, karaciğer ve dalakta olumlu değişmeler görülmüştür. Yine cücelerin saçlarında kontrol gurubundan daha az miktarda çinko bulunmuş ve çinko tedavisi ile miktarlar arttırılmıştır.
Çinko yetersizliği biyokimyasal göstergeleri; Plazma çinko düzeyi 70 meg/dl altında, idrar çinkosu 150 mcg/gün altında, saç çinkosu 80 – 100 mcg/g civarında olarak belirlenmiştir.
İşlevleri
Çinko 200?den fazla enzimin bileşiminde bulunur. Karbonik anhidra, alkalen, fosfataz, pankreatik karboksipeptidaz A ve B, alkoldehidrogenaz, gliseraldehid 3- fosfatdehidrogenaz ve malat dehidrogenaz bunların önemli olanlarıdır. Yine DNA ve RNA sentezinde rol alan DNA polimeraz, RNA polimera, timidin kinaz enzimleri için çinko gereklidir. Çinko yetersizliğinde nu enzimlerin bazılarını testislerinde, kemiklerde, özefagusta ve böbreklerde azaldığı bulunmuştur.
Çinkodan yetersiz beslenen hayvanların, karbonu işaretlenmiş karbonhidrat ve yağları kontrol gurubu kadar, işaretlenmiş amino asitlerin ise çoğunluğunu, CO2 e kadar okside ettikleri bulunmuştur. Bu bulgular çinkonun enerji metabolizması ve hücre bölünmesi ile ilgili olduğunu göstermektedir. Çinko hücresel bağışıklıkta da rol almaktadır. Yetersizlik durumunda timusta bozulma, doğal öldürücü hücre aktivitesinde azalma gözlenmiş, çinko verildiğinde bağışıklıkla ilgili T hücre göstergelerinde, timopoitin üretiminde düzelme gösterilmiştir. Çinko antioksidant savunma sistemi enzimlerinden süperoksit dismutaz için de kofaktördür. Bu enzim radrasyon ve kimyasal oksidantlara karşı hücreyi korur.
Çinko, insulin hormonunun bileşiminde yer alan insulinin depolanmasına ve salgılanmasına etkisi incelenmiş, fakat bu ilişki henüz yeterince aydınlatılamamıştır. Bunun yanında çinkonun fare ve insanlarda yaraların iyileşmesinin uyarılmasında rolü olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, bazı hastalıkların, çinko metabolizmasındaki değişiklikle ilgili olduğu gözlenmiştir. Alkoliklerdeki sirozda, serum ve karaciğerdeki çinko miktarı azalmakta, idrardaki çinko atımı artış göstermektedir. Pernisiyöz anemide, kırmızı kan hücrelerinde çinko miktarı artmaktadır. Lösemide, granüllerdeki çinko miktarı azalmaktadır. Çinkonun bu hastalıklara ilişkisini yeterince ortaya koymak için daha geniş araştırma verilerine gereksinme vardır. Serumdaki çinko düzeyi bir çok enfeksiyonda ve kuvaşiorkorda azalmaktadır. Bunu yanında, .inko yetersizliğinde tat algılamada azalma karanlığa uyumun azalması, sinir ve sindirim sisteminin bozuklukları gibi belirtilerin görüldüğü bildirilmiştir.
Çinko Kaynakları ve Gereksinimi
Çinko, yiyeceklerimizin çoğunda bulunur, fakat bunların bazılarındaki çinkodan insanın yaralanması güçtür.
Tablo: I-30 bazı yiyeceklerin çinko değerlerini göstermektedir.
Tablo: I – 30_ Bazı besinlerin Çinko Değerleri (100 g yenebilen besinde mg olarak)
Besin Ortalama çinko miktarı Besin Ortalama çinko miktarı mg
Et 2.00 Patates 0.30
Karaciğer 4.00 Havuç 0.25
Balık 0.50 Domates 0.20
Süt 0.34 Makarna 0.57
Yumurta 0.20 Pirinç 0.30
Peynir 2.40 Bulgur 2.08
Badem içi 2.56 Ekmek (Beyaz) 0.57
Ceviz 2.26 Zeytin 0.30
Elma 0.09 Yeşil sebze 0.38
Kuru fasulye 1.02 Mantar 1.30
Karnahabahar 0.29 Buğday embriyosu 16.70
Buğday 2.08
Hayvansal yiyeceklerdeki çinkonun emilimi genellikle bitkisel yiyeceklerdekinden daha yüksektir. Yalnız bitkisel besinler alındığında diyetteki çinkonun emilimi % 10 civarında iken, karışık, dengeli bir diyetteki çinkonun emilim oranı % 40?a çıktığı belirtilmiştir. Çinkonun emilimi etkileyen etmenlerden fitatlar ve kalsiyum üzerinde bir çok araştırma yapılmıştır. Tavuk, domuz ve fare gibi hayvan türlerinde kalsiyum ve fitatların çinkonun emilimini engellediği gösterilmiştir. Yalnız işkembeli hayvanlarda bu etki görülmemiştir. Kalsiyum, fitat ve çinko etkileşimleri üzerinde yapılan incelemeler, kalsiyumun ancak fitatların varlığında çinko ile antagonist ilişkisi olduğunu göstermiştir. Kalsiyum- fitat bileşiği çinko ile birleşerek emilemez bileşik ortaya çıkmakadır. Diyette çok az fitat bulunduğu zaman kalsiyumun antagonist etkisi ortadan kalkmaktadır. Diyetteki fazla miktardaki fostatların bakır ve demirinde çinkonun emilimini azalttığı bildirilmektedir. Demirin çinkoya olan oran 2:1?in üstüne çıktığında çinko emilimi azalır. Kadmiyumun da çinko için antagonist olduğu gösterilmiştir. Kadmiyum, metabolizmada çinkonun yerine geçerek çinkonun işlevini engellemektedir.
Çinkonu emiliminde pankreastan sentezlenerek ince barsağa salgılanan pikonilik asidin rol aldığı bildirilmiştir. İnsan üstündeki çinkonun kullanılma oranı diğer sütlerden daha yüksektir.
İran?da ve ülkemizde yapılan daha çok köylerde kullanılan tam buğday unundan yufka ekmekte, kentlerde kullanılan mayalı beyaz ekmeğe oranla çok daha fazla fitat bulunduğu rapor edilmiştir. Buğdayın kepeğinin ayrılması yanında fermentasyon işlemlerinin, ekmekteki fitat miktarını azalttığı bulunmuştur. Köysel bölgelerde rastlanan çinko yetersizliği belirtilerinin, köylülerin diyetinde esas olan yufka ekmekle çok miktarda alınan fitatlardan ileri geldiği sonucuna varılmıştır.
Ekmeğin yapılış yöntemi ve kepek miktarı, bu ekmeklerin yer aldığı diyetlerdeki çinkonun emilimini etkilemektedir. Tam buğday unundan mayalandırılmadan yapılan yufka ekmeğin bulunduğu diyetten çinko emilmemektedir. Aynı undan mayalandırılarak yapılan ekmeğin kullanıldığı diyetteki çinkonun emilim oranı ise kepeği alınmış undan mayalandırılarak yapılan ekmeğin kullanıldığı diyete göre düşük bulunmuştur.
Buğday unundan ekmek yapımında önce mayalandırma işleminin uygulanıp fitat değerinin düşürülmesi, böylece buğdaydaki çinko, demir, kalsiyum ve diğer besin öğelerinin emilme oranın artırılması yararlı görülmektedir. Günlük alınan posanında 25 gramı geçmemesi çinko ve demirin emilimi yönünden önemlidir. Ülkemizde önemlikle köysel bölgelerde, buğday unundan, mayalandırılmadan yapılan yufka ekmek fazla miktarda tüketilmektedir. Bu tür ekmeklerin kepekli olanların 100 gramlarında 104 mg fitat bulunurken, % 80 randımanlı undan yapılan yufkalarda 146 mg fitat olduğu saptanmıştır. Bu undan yapılan mayalı ekmeklerde fitat miktarı 50 – 0 mg?a düşmektedir. Kuru baklagiller önceden ıslatılıp uygun şekilde pişirildiklerinde çinkonun emilimi artar.
Yetişkin insanın günlük emilebilir çinko gereksinmesi 2.2 mg civarındadır. Diyetteki çinkonun ortalama % 10?unun kullanıldığı düşünülürse günlük 22 mg, % 20 sinin kullanıldığı düşünülürse 11 mg çinko alınması gerekmektedir. Gebe ve emzikli kadınların gereksinmesi daha yüksektir. Diyetli alınan çinkonun emilim oranının yükselmesi gereksinmeyi azaltır. Alınan çinkonu % 30?uemilirse günlük 7.1 mg çinko gereksinmeyi karşılar. Karışık, fazla fosalı olmayan bir diyette günlük 13.2 mg çinkonun gebeler için yeterli olduğu bildirilmiştir. Et bulunan diyetlerde çinko emilimi % 30- 40 ?a kadar çıkabilmektedir. Karışık bir diyette kg başına 0.2 mg çinko önerilir. Aşırı alım sakıncalıdır. Günlük 50 mg aldığında HDL kolesterolde düşük gözlenmiştir.
Eklenme: 09-05-2007
- Genel
- Yorumlar(2)
Ekim 15th, 2008 at 10:20
çok uzun ya azıcık toparlayıp ta gerekli bilgileri verseniz olmuyomuyor muydu?ama gerçekten çok güzel bi sayfanız var başarılar:)
Ekim 26th, 2008 at 14:03
saolun işime yaradı…