TURİZM VE OTELCİLİK PORTALI

AKDENIZ BOLGESI

Yazar on Eki 4th, 2008

Görkemli Toros Dağlarının güneyinden itibaren ender güzellikteki manzaraları, ince kumlu plajları, sahillere gizlenmiş koylarıyla, sakin ören yerleri ve çekici tatil merkezleriyle Akdeniz kıyıları uzanmaktadır. Burada mitoloji ve tarih iç içedir. Bununla ilgili olarak çok sayıda mitolojik öykü anlatılmaktadır. Bunlardan çok popüler olan ikisi şöyledir: Antalya’nın batısındaki dağlarda ağzından ateş püsküren canavar Kimera yaşamaktadır. Lidya’lı kahraman Bellerofontes kılıcını çekerek Kimera’nın başını keser. Olimpos Dağı’nın (Tahtalı Dağ) güneydoğu eteklerinde topraktan yükseldiğini gördüğünüz alevin hala Kimera’nın ağzından çıktığı söylenegelir. Diğer biri ise, tüm güzel sanatların tanrısı Apollo’nun yaşadığı talihsiz aşklardan birisiyle ilgilidir. Apollo, Dafne adında güzel bir kıza aşık olmuştur. Ancak kız, onun aşkına karşılık vermemiştir. Apollo, Antakya yakınlarında Dafne’yi kovalarken Dafne’nin ayakları yere ağaç olarak kök salmış, elleri kolları ve tüm bedeniyle birlikte defne ağacına dönüşmüştür.

Dinsel tarih kaynaklarına göre Aziz Paul Tarsus’ta doğmuştur. Yine efsanevi kutsal Noel Baba Patara’da doğmuş, bugünkü Kale’de yaşamış ve ölmüştür.

Ege gibi Akdeniz kıyıları da antik kalıntılarla doludur. Antalya’nın batısındaki antik Likya bölgesinde Termessos ve Arikanda gibi eşsiz güzellikteki antik dağ kentlerinden başka Olimpos, Kale, Kekova ve Kaş gibi sahil kentleri de bulunmaktadır.

Akdeniz Bölgesinde sekiz il yer alır. Bunlar; Adana, Antalya,Burdur,Hatay,Isparta, İçel, Kahramanmaraş ve Osmaniye’dir.

Antalya’nın doğusunda, eski adıyla “Pamfilya” olarak bilinen kıyı ovasında Perge, Aspendos ve Side gibi antik kentler yer alır.

Türkiye’nin en önemli turizm merkezi Antalya, batıda dağlara doğru uzanan Konyaaltı ve doğudaki Lara plajlarıyla Akdeniz’in en önemli şehirleri arasındadır. Palmiyelerle çevrili caddeleri, bakımlı parkları, geceleme olanakları, restoranları, gece eğlence yerleri ve sempatik marinasıyla çekici bir tatil şehridir. M. Ö. II. yüzyılda kurulan şehrin sembolü, Selçuklulardan kalma Yivli Minaredir. Aşağı Düden Şelalesi, Antalya’nın doğusunda, kayalar üzerinden denize akmaktadır. Antalya’nın batısında ise, çam ormanları ve dağlarla çevrili kumsal plajlarıyla ünlü sevimli tatil beldesi Kemer bulunmaktadır.

Bunu; portakal, limon ve muz bahçelerinin ortasında, görkemli Toros dağlarının güney eteklerinde bulunan panoramik liman şehri Alanya takip eder. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kışlık ikametgahı olarak kullandığı Alanya, yine o devirden kalma, zamanına göre en gelişmiş şekilde yapılmış tersanesi, XIII. yüzyıldan kalma iyi korunmuş kalesi ve şirin plajlarıyla ünlüdür.

Anamur yakınında iki plaj arasında bulunan Orta Çağadan kalma kale, ihtişam bakımından diğerlerinden aşağı değildir. Anamur’dan Silifke’ye giden yol, sonsuz kıvrımlarla eşsiz güzellikteki kıyı manzarası içinden geçip gitmektedir.

Narlıkuyu yakınlarındaki çöküntü mağaraları “Cennet ve Cehennem” diye isimlendirilmiştir. Geniş bir alanı kaplayan “Cennet Mağarası” aynı zamanda bir küçük kiliseyi de içinde bulundurmaktadır. Orta Çağdan kalma Korykos kalesinin karşısında, kıyıyla birleşmiş bulunan Kızkalesi yükselir.

Mersin yolu üzerindeki sürprizlerden ikisi Kanlıdivane ve Viranşehir isimli Roma şehirleridir. Mersin, sahil promenad bulvarlarıyla, sevimli parklarıyla, ticari limanıyla ve serbest bölgesiyle modern Akdeniz şehirlerinden birisidir.

Tarsus’un doğusunda bulunan Çukurova, özellikle pamuk yetiştirme açısından bereketli bir tarım alanıdır. Bu ovanın ortasında, çok çeşitli tekstil tesislerine sahip, zengin Adana şehri bulunmaktadır. Bu bölgenin doğusunda bulunan Dörtyol (Issos) Ovasında, Büyük İskender’in Pers Kralı Darius’u yendiği bilinmektedir. Onun bu zaferi kendi adıyla anılan liman şehri İskenderun’un kurulmasına vesile olmuştur.

İskenderun’un güneydoğusundan itibaren yol, Belen Geçidi üzerinden Antakya’ya uzanır. Aziz Petrus tarafından kurulan ilk Hıristiyan komün, Antakya’ya dinsel bir önem de kazandırmıştır. İlk vaazlar şehrin dışındaki bir mağarada verilmiştir. Burası, bugün bir hac yeri olarak ziyaret edilmektedir. Ayrıca Antakya, içinde ender güzellikteki mozaiklerin sergilendiği bir müzeye de sahiptir.

Kahramanmaraş ise Akdeniz bölgesinin diğer bir “keşfedilmeyi” bekleyen ilidir. Özel üretilen salep ile manda veya keçi sütünden yapılan dünyaca ünlü dondurması, kırmızı toz, pul ve yaprak biberleri, yöre iller mutfaklarını andırsa da çok ince nüanslarla özgünleşmiş mutfağından süzülen farklı lezzetleri, Osmanlı döneminde ünü imparatorluk içinde yayılan sırma, saraç, bakır işleri Kahramanmaraş’ta hala yaşamaktadır.

Yorum Yapın

Önemli not : Yorumunuz denetim için bekliyor.. Yazıya uygun olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.