Geçmişten Günümüze Housekeeping
Konakların Kalfa ve Cariyeler Tarafından Temizlenmesi,Büyük konakların içi pek çok dairelere bölünür, hepsine de ayrı hizmet edecek cariyeler verilirdi. Her bölüm her gün ya da bir iki günde bir cariyeler tarafından baştan aşağı süpürülür, toz alınır, camlar, bardaklar, testi, fanus ve levhalar silinir, temizlenir.
Konağın sofa, nerdüban, hamam gibi bölüklerinin on beş günde bir silinip süpürülmesi de lazım geldiğinden konağın külhancı, kandilci, sofracı ve kahveci kalfalarının emrinde çalışanlar da onların nezaretinde temizliğe katılırlar. Hepsi kullanılmış iş entarisi giyer, eteklerini bellerine sokar, saçlarını toplar, başlarına tülbent bağlar. Önce uzun sırıklara geçirilmiş tavan süpürgeleri ile tavanı ve etraf pervazları güzelce süpürülüp toz ve örümceklerini alır, sonra kısa saplara geçirilmiş, sık telli ve çifte dikişli denilen süpürgelerle de sofa, nerdüban gibi bölüklerin zeminini teker teker süpürürler. Bu iş bitince eli incitmemesi için saplarına kırmızı meşin geçirilmiş kısa süpürgelerle de en ince tozlar alınır. Daha sonra her biri, içine kül konmuş birer tabak ile bir kuru bez alır, kuru bezi küle batırarak sofaların ve merdivenlerin içli dışlı camlarını silip parlatırlar. Bu iş bittikten sonra hamam bölüğüne girilir, gerekli yerleri süpürülür. Hamamın zemin taşları, kurna ve ayna taşları ve banyolar değneklerin ucuna bağlanarak ufak kaseler içindeki kezzap veya tuz ruhuna batırılan bezlerle silinir, pasları alınır, sonra bolca su ile yıkanır, temiz bezlerle kurulanır. Abdesthanelerin taşları, çeşme, musluk tekneleri de kezzapla silinip yıkandıktan sonra üzeri kırmızı çuka kaplı olmayan nalınların da zımpara kâğıdı ile kirleri temizlenir. Daha sonra odalara geçilir. Yerler keçe ise süpürülür, hasır ise, kuruca yaş bezlerle silinir. Oda döşemeleri, yastıklar, perdeler silke, silke temizlenir, camlar kül ve bezlerle parlatılır. Odada bulunan kışlık minder yaygıları yün ise iki cariye tarafından bahçeye çıkarılır, bir ipe asılır, karşılıklı değneklerle vura, ,vura silkelenerek tozu alınır. Odada bulunan bardak üstleri ve fanuslar da temiz bezlerle temizlenir. Temizliği bitirilen odanın kapıları ‘ çevrilerek ‘ çıkılır. Sofalardaki avizelere sehpa denen merdivenle çıkılarak tüy yelpazelerle avizenin gövdesi, bezlerle de fanusları silinir. Orta hizmeti bitince harç ve masrafların konduğu kaba kiler denen yerin temizliğine sıra gelir. Sonra konağın en alt katına inilir, girişteki mermer taşlar gereğince silinip temizlenir. Sonunda herkes elini yüzünü yıkayıp odalarına çekilerek elbiselerini değiştirir, dinlenir. Böyle genel temizlik günlerinin gecelerinde cariyelere mevsimine göre bulunan meyvelerle, kış ise boza, salep verilir.
Kâhya Kadın
Kâhya kadınlar oldukça yaşını başını almış, kübera dairelerinde terbiye görmüş kimselerdi. Küberanın yaşayış tarzını, mizacını iyi bilen, kibar ailelerin çoğunun tanıdığı, iş bilir, becerikli, ev idaresinin kibarane usullerine vâkıf hanımlardan seçilirlerdi. İcabında hane sahibi zat ve hanımlara bazı hususlarda düşüncesini bildirir, onlar da fikirlerinden istifade eder, ihtiyaç olursa nasihatleri dinlenirdi. Kâhya kadınlar konağın iç hizmetlerinin daima yolunda gitmesine dikkat ve nezaret ederlerdi. Bu sebeple de kalfalar ve cariyeler arasında özel bir yerleri vardı. Emir ve yasaklarına uyulur, onlar hakkında verdiği kararlar yerine getirilirdi. Şayet kalfalar arasında kavga ve birbirinden şikâyet olursa, meseleyi inceler, işi halleder, icabında hanıma da haber verirdi. Cariyelere hekim çağrılması, hastalananların bakımı, ilaçlarının verilmesi, hane sahibi ile hane hanımlarının şahsi hizmetlerine bakan cariyelere nezaret, cariye ve kalfaların hanımdan istedikleri olduğunda onların bildirilmesi, aldığı emirlerin yerine getirilmesi, cariyeler, ayvazlar ve seraydarların işlerine dikkat ve itina olunması akşam -sabah harem ve mabeyn kapıları’nın vaktinde kilitlenip açılmaları, çarşıdan hanımın istediği kıymetli şeylerin tarifine uygun olarak pazarlıkla satın alınması, ziyarete gelen hatırlı misafirlerin derecelerine göre karşılanmaları ve uğurlanmaları, sayfiyeye gidip gelirken lüzumlu eşyaların ayrılıp hazırlatılması, hanımlardan bir isteği bulunup da yanlarına girmeleri uygun olmayanların isteklerinin bildirilip ve alınan cevabın onlara tebliği gibi işler kâhya kadınların sorumluluğuna verilmiş vazifelerdendir. Kâhya kadınlara aylık verildiği gibi, yılda birkaç elbise, düğünlerde ve cemiyetlerde giyeceği esvapları ve kışın kürkleri yapılırdı. Ara sıra, hane sahibi ve hanımı tarafından bahşişle de taltif edilirlerdi. Bayramlarda yine ayrı ayrı elbiseler dikilir ve paralar verilirdi. Kâhya kadının kendi hanesinde kerimesi, gelini varsa onlara da bayramlarda elbiseler yapılırdı. Kâhya kadın hastalanıp hanesine gitmek isterse yerine konakta bulunan en kıdemli kalfa vekâlet ederdi. Hastalığı boyunca hekimi ve ilaçları, süt, tavuk ve diğer gerekli ihtiyaçları konaktan yollanır, ara sıra hususi bir adam gönderilerek atiyyeler verilir, hatırı, sıhhati sorulurdu. Konakta şahsına mahsus bir oda tahsis olunur, acemi cariyelerden biri oda hizmetçisi olarak tayin edilir, Şeker, kahve ve tütünü verilirdi.
Kâhya kadınlar, hanımlarla beraber sofraya oturup yemek yeme hakkına sahiptir, ancak hanımın yanında çubuk içemezlerdi. Böyle büyük konaklarda bulundurulan
cariyeler için lâzım olan elbiselik kumaşlar, ayaklarına giymek için terlikler, başlarına bağlanacak yemeniler ve elbiseler için lüzumlu astar, hırka dikmek için pamuk, selamlıkta vazifeli kethüda ve ağlardan biri tarafından esnaftan küliyetli miktarlarda alınır, mesela yüz top kumaş, 150 çift terlik, 200 kadar yemeni,20 ? 30 top astar, 20 ? 30 okka pamuk getirilir ve hareme verilirdi. Bu eşyalar geldiği zaman kâhya kadın tarafından cariyelere gösterilir, herkes lazım olanı görerek ayırır, terlikler kimin ayağına uyarsa ikişer üçer çift alınır, pamuklularda hesap edilip bırakılırdı. Bu işler sırasında kâhya kadın hazır bulunur, herkesin ayırdığı kendisine verilir, geri kalanlar da selamlığa iade edilirdi. Hareme gönderilenlerin paraları yapılan pazarlık üzerinden ödenir, artan mallar da sahibine geri verilirdi. Boş vakitlerinde de hanımla konağın idaresi ile ilgili hususları konuşup yapılması lâzım gelenleri tasarlayarak bunların yerine getirilmesine nezaret
ederdi.
Kaynak: Oted Temizlik Eğitimi ve Dekarasyonu Derneği ?HOUSEKEEPING YÖNETİMİ? İSTANBUL 1999
Osmanlı Âdet, merasim ve Tabirleri Toplum Hayatı
Hazırlayanlar: Prof.Dr. Kâzım Arısan-Duygu Ansan Günay
- Genel
- Yorumlar(1)
Temmuz 27th, 2014 at 23:03
[...] “Konağın sofa, nerdüban, hamam gibi bölüklerinin on beş günde bir silinip süpürülmesi de lazım geldiğinden konağın külhancı, kandilci, sofracı ve kahveci kalfalarının emrinde çalışanlar da onların nezaretinde temizliğe katılırlar.” Kâzım Arısan-Duygu Ansan Günay (2010) Geçmişten Günümüze Housekeeping. [...]